d

Din ve Tarih

0 üye
19. yüzyılda Yusuf Ahmet Sıdkı, "
Ihya Uloom-ud-deen
Ihya Uloom-ud-deen
"nın Osmanlı Türkçesine 9 büyük cilt olarak tam tercümesini yaptı ve 1869'da
Sultan Abdülhamid
Sultan Abdülhamid
'e takdim etti ancak hiçbir zaman basılmadı...
Örtünme Resulullah ﷺ zamanında farz kılınmış, onun zamanında uygulanmış ve daha sonra da art arda on üç asır sürmüştür. Allah (cc) ve Resulü'ne inanan hiçbir Müslüman da kalkıp kadının Peygamberimiz ﷺ zamanında haksızlığa uğradığını ileri süremez. İlk iş olarak okullarda ve resmi kurumlarda başörtüsü yasaklandı. Önce başörtüleri küçüldü. Saçlar küçük bir örtüyle örtülüyor, saç örgüleri arkadan görünüyordu. Baş kapalı, saçlar açık... Kadının özgürlük mücadelesine öncülük edenlerin hedefi onun açılıp saçılmasını sağlamaktı. Açılma kadının hakkıydı ve bu hakkı toplum ondan zorla almıştı. Yahutta onun bu hakkını egoist, kaba, bağnaz, gerici ve eski kafalı erkek almıştı... Örtünmeyi kadına farz kılan erkek değildi ki kadın kalksın erkeğin düşürdüğü bu zulümden kurtulmak için erkeğin önüne diksin. Bu durum Avrupa'daki gibi erkek ile kadın arasında bir sorun değildi. Kadına örtünmeyi farz kılan onun Rabbi ve yaradanıdır. Kişi eğer mü'min ise Rabbinin emrettikleri konusunda ona karşı mücadele veya seçenek hakkı yoktur: "Allah ve Rasulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir kadın ve erkeğe, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Rasulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur" Ahzâb Sûresi 33/36.
Kadının Özgürlük Savaşı
Kadının Özgürlük Savaşı
Muhammed Kutub
Muhammed Kutub
Reklam
Amaçlanan örtüyü atmaktı!
Örtünme kesinlikle zulmün kaynağı, nedeni veya beraberindeki bir sorun değildir. Zira ‘örtünme’ Resûlullah’ın (sas) “ İnsanların en hayırlıları benim asrımda yaşayanlardır.” buyurduğu en ideal asırda ortaya çıkmıştı. Ahlâkî ve manevi tezmizliğin , tüm beşeriyet tarihinde benzeri olmayan insânî yüceliğin beraberinde getirdiği bir değerdi.
Kadının Özgürlük Savaşı
Kadının Özgürlük Savaşı
Muhammed Kutub
Muhammed Kutub
En zor ibadet, gönül kazanmaktır. En büyük günah kalp kırmaktır... Hz. Ömer(r.a)
Kısacası kimseye kanmayın!
Aldanma insanların samimiyetine! Menfaatleri gelir her şeyden önce.. Vaad etmeseydi Allah cenneti; O'na bile etmezlerdi secde!. MEHMET AKİF ERSOY
Kaçımız kutsal olduğu düşünülen bazı şeylerin kökenine inip ne olduğunu anlamaya çalışmıştır? En basitinden "amin” kelimesi "amen" kelimesinden gelir. Müslümanlara Hristiyanlardan geçmiş, onlara da Yahudilerden. Oysa "amen" kelimesi tarihteki ilk tek tanrılı dini kuran Mısır Firavunu Amenhetop'un adının kısaltılmışıdır. Firavun her duadan sonra adının tekrarlanmasını emretmiş ve herkes dualardan sonra "amen" demeye başlamış. O esnada Mısır topraklarında Yahudiler de yaşıyor. Firavun öldürüldükten sonra yeniden çok tanrılı din sistemine geçilmiş ama bir kere yer etmiş artık "amen" kelimesi. Asırlardır kullanılarak günümüze gelmiştir.
Reklam