Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Allah'ın size vermiş olduklarına müteşekkir olduğunuzda, Allah'ın üzerinizdeki nimetleri hayal edemeyeceğiniz kadar artar.
Okuduğun ayetlerin manasını öğren. Bulunduğun yerde İslam düşmanlarından uzak dur. Müslümanlarla birlikte ol. İslam'a hizmet için kurulan bütün kuruluşlara sevgiyle bak, başarıları için dua et. Gönlünün meylettiğiyle beraber olurken, diğerlerinin aleyhinde tek kelime söyleme. Yaptığın işi sağlam ve güzel yap. Namazı vaktinde cemaatle kıl. Dost, düşman hiçbir kimseye yalan söyleme. Sözüne, çekine, senedine sahip ol. Haram lokma yeme, çocuklarına yedirme. Eline, diline, beline sahip ol. Her gün en az bir ayetin manasını tefsirden oku ve o gün birkaç kişiye o ayetin veya ayetlerin manasını anlat. Herkes hakkında olumlu düşün. "Şu adam insafsız, zalim bir kafir" dediklerinde sen de: "Eğer Müslüman olursa insaflı, adaletli bir mümin olur inşallah" de ve o adama da İslâm'ı tanıtmak için gayret göster."
Reklam
Batı sömürgeciliği, İslam ülkelerine pençelerini iyice sapladıktan sonra bu ülkelerde fitnenin, zulmün, düşmanlığın, baskı ve şiddet olaylarının ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. İslam ülkelerine her türlü ahlaksızlığı getirmiş, bu şekilde onları etkisiz hale getirmiş, onların canlarıyla, mallarıyla ve ırzlarıyla alay etmişlerdir. Ne var ki suç teşkil eden tüm bu eylemler, sömürgecilerin bizlere inançlarımızdan ve değerlerimizden uzak olan modern eğitim sistemini zorla dayatarak yaptıkları zülüm ile eşdeğer değildir. Diğer taraftan eğitim ve öğretim sistemimizin temel dinamiklerini bozmuş, kısırlaştırmış ve içler acısı bir hâle getirmişlerdir.
Sayfa 113Kitabı okudu
Çünkü İslam geçmişle ya da günümüzle sınırlı değildir bilakis İslam, milyarlarca yıl öce ortaya çıkan ezeli ve ebedi bir hakikattir, yerler ve gökler var olmaya devam ettikçe var olmaya devam edecektir.
Yaşam hakkı, insana bir bütün olarak sadece İslam tarafından verilmiştir. İnsan haklarına ilişkin birçok ülkedeki bildiri veya anayasaları incelediğinizde bu hakların sadece o ülkenin vatandaşlarına veya beyaz ırka verildiğini açık bir şekilde göreceksiniz. Örneğin Avustralya'da insanların arkalarına hayvanlar gibi düşülmüştür (hunt down) ve topraklar beyaz adam için Aborjin'lerden temizlenmiştir. Benzer şekilde, Amerika'nın yerli nüfusu sistematik bir şekilde yok edilmiş ve bir şekilde bu soykırımdan sağ kurtulan Kızılderililer, ayrılmış arazilerine hapsedilmişlerdir. Aynı zamanda Afrika'da insanlar, vahşi hayvanlar gibi ele geçirilmişlerdir. Bu taraflı insan hakları konseptine karşılık İslam, bu hakları tüm insanlar için tanımaktadır.
İstersen şöyle de ifade edebilirsin: "Dün ne ektiysek bugün onu biçiyoruz." Bu Allah'ın yeryüzündeki sünnetidir ve bu sünnet hiçbir zaman değişmeyecektir.
Reklam
Şeytan, Hz. Adem'e (a.s) secde etmemesi, kibirlenmesi nedeniyle ebediyen Allah'ın rahmetinden uzak tutulmuş. Allah (c.c) birçok ayet-i kerimede bunu haber verir. Rahmetten uzak tutulması, yalnız Hz. Adem'e secde etmeyişinden değildir. Eğer böyle olmuş olsaydı günümüz insanları da, Müslümanlar da, ibadet etmemeleri nedeniyle aynı duruma düşmeleri gerekirdi. Şeytan diyor ya; ben bir defa secde etmedim. Siz ise günde beş defa secde etmiyorsunuz. Biz insanlar buna rağmen affedileceğimiz ümidindeyiz. Şeytan ise affedilmemiş. Çünkü şeytan, Secde etmeyişinin gerekçesini göstermiş. Demiş ki; "Sen onu topraktan yarattın, beni ise ateşten yarattın. Ben daha değerliyim" diyerek secde etmediğini ifade etmiştir.
Fakat üstat Mevdûdî, yabancı sömürgecilere karşı tepki niteliğindeki tebliğini çok kapsamlı bilimsel esaslara ve çok sağlam siyasal temeller üzerine oturtmuştur. Üstad Mevdûdî'nin yazıları ve araştırmaları daha çok Batı medeniyetinin tabiatını ve hayat felsefesini öğrenmeye ve yakın tarihte eşine çok nadir rastlanılacak bir şekilde Batı medeniyetinin bilimsel analitik tahlillerini ortaya koymaya yöneliktir. Aynı şekilde üstat Mevdûdî, İslam'ı, İslam'ın hayat sistemini, İslam medeniyetinin şartlarını ve hükümlerini, toplum ve hayat şekillerini, beşeriyet gemisinin yönetimini ve insanlığın gidişatını çağdaş uzun zamandan beri İslami neslin ruhuna uygun, modern bir dille ve sağlam bilimsel bir üslupla ele almıştır.
Halid b. Velîd ona iman etmiştir, İkrime b. Ebî Cehil ona boyun eğmiştir, Amr b. el-Âs onun davetini kabul etmiştir, hattâ Ebu Sufyân ve Hz. Hamza'nın ciğerini yiyen eşi Hind, böyle semerelerle gelen bir davetin hak ve doğru olduğunu ilan etmişlerdir. Çünkü onlar hakkı gerçek ha- yatta bizzat gözleriyle görmüşlerdir. İslam, artık onlar için sadece içi boş bir şekilde sunulan davet olarak değil, bizzat tatlı semereleri ve lezzetli sonuçları ile insani hayatta somut bir kisveye bürünmüştür.
Üstad Mevdûdî'nin yazdıklarının İslam'ın modern çağa ayak uyduracak salahiyete sahip olduğu konusunda entelektüel zeki gençlerin kalplerine tekrar güven aşılaması hususunda çok büyük katkısı olduğunun, hattâ liderliğinin, sıra dışı ve karmaşık problemlerin üstesinden gelmesi ve bu problemlere çözümler üretmesi ve akide, ahlak ve İslami hayat sistemi ile ilgili gençlerin içindeki "aşağılık kompleksi" ile mücadele etmesi gibi dâhiyane başarılarının kaydedilmesi gerekmektedir. Onun etkili yazıları ve aralıksız çalışmaları, bütün İslam ülkelerinde, hattâ yeryüzünün her yerinde İslami yönetimin, İslami sistemin ve ideal toplu- mun kurulması için büyük bir arzu uyandırmıştır. İslam dünyasından birçok kişi ona bu konuda katkıda bulunmuş ve onun yanında saf tutmuşlardır.
Reklam
Hud suresi 93,121, En'am 135, Zümer 39 ncu ayetlerde Rabbimiz, O müşriklere "Siz bütün imkânlarınızla yapacağınızı yapın, bizde yapıyoruz ve yapacağız" denmesini emreder. "Biz de yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz" sonunda Kalem suresinin beşinci ayetinde ifade edildiği gibi sonucun Müslümanların lehine olduğunu "Sende göreceksin onlarda görecekler" Allah'ın dini olan İslâm için, canla başla, ara vermeden, gece gündüz, durup dinlenmeden çalışacağız. "Ben bilmiyorum ki ne yapabilirim?" derseniz, derim ki: "Eğer "Sübhaneke" duasını biliyorsan, bilmeyene öğret. Kur'an okumasını bilmiyorsan hemen bu gün eline bir elif cüzü al ve cami imamına giderek, öğretmesini iste. Sen öğrenince hemen birine öğret."
Efendim Japonya'ya peygamber gelmiş midir? Zaman içerisinde eğer insanlar oraya yerleşmiş ise oraya da peygamber gelmiştir. İsmi nedir? Bilmiyoruz, Kur'an-ı Kerimde 25 kadar, üç tanesi de ihtilaflı 28 kadarının ismi verilmiş. Diğerleri ise isim olarak bildirilmemiş ama hepsine biz iman ederiz. Hergün "AmenerRasülüyü, (Bakara suresinin son iki ayetini) okuruz, "bütün peygamberlere iman ederiz ve peygamberler arasında da ayırım yapmayız." deriz.
Bir başka ayet-i kerimede Allah (c.c); "bir toplum kendisini değiştirmedikçe Allah o toplumu değiştirmez buyuruyor. (Ra'd 11) Yani bir toplum zulme meyletmedikçe Allah onların başına bir zalimi getirmez. Toplum zulmü sever, alkışlar hale gelince, Allah onların başına da bir zalimi musallat ediverir.
İslam'ın insanlara verdiği haklardan birisi de hükümetin tiranlığını protesto etme hakkıdır. Kur'an şöyle demektedir: "Allah çirkin söz söylenmesini sevmez; ancak zulme uğrayanlar hariç" (Nisa 148). Allah çirkin dili, sert sözlerle kınamayı kesin bir şekilde kabul etmemektedir, fakat zulüm (injustice) veya tiranlık mağduru olan insan güçlü bir şekilde kendisine yapılan haksızlığı protesto etme hakkına sahiptir.
Bugün içinde bulunduğumuz durumun İslam tarihinin ikinci dönemindeki vaziyetiyle aynı olduğunu ifade etmemiz isabetli olacaktır. Her şey ne kadar da birbirine benziyor, köylerdeki ve şehirlerdeki on milyonlarca Müslümanı görüyorsunuz; cahiliye geleneklerine ve şirke ne kadar dalmışlar! İslami bilinçten ne kadar uzaklaşmışlar! Müslüman olmalarına rağmen Hint hurafelerine nasıl da tahammül ediyorlar! Budizm'in etkisi altında hayatları ne kadar da kirlenmiş! İslamiyet'ten önce cahiliye toplumlarında görülenlerin kendi toplumlarında ortaya çıkmasına nasıl da razı oluyorlar!
731 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.