Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

d

Doğa, İnsan ve Bilim

Dünyanın soluğu...
O, tüm deneyimlerimizin temelindedir. Bir töz değildir: Şeylerin doğasını kendinde saklamaz. Deneyim tamamlandıktan sonra eklenen geç kalmış bir yankı da değildir. Ritimli, düzenli, yorulmak bilmeyen bir harekettir; ufkun ucuna kadar giden ve bize dönüp bedenlerimizde kırılan, ciğerlerimizde patlayan sessiz bir dalga. O olmadan, yaşamımızda hiçbir
Sayfa 67 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Tohumun yapabildiği işlemler, onu bir bilgi biçimiyle, edimlerine yönelik bir programla, bilinç tarzında var olmayan ama yaptığı her şeyi hatasız tamamlamasını sağlayan bir örüntü ile donatılmış olarak varsaydığımızda ancak açıklanabilir hale gelir. İnsanda veya hayvanda bilgi arızi ve geçidi bir olguyken, tohumda (ki aynısı genetik kod için de söylenebilir) bilgi, özle, yaşamla, gücün ve eylemin kendisiyle çakışır. Genler maddenin beyni, zihnidir. Bir tohum tanesi bir beyin gibi değerlendirilebiliyorsa, bunun sebebi, beynin bir tohum biçimi olmasıdır. Benzetmelerle ilerleyen bu spekülasyonların yararı, beynin anatomik olmayan bir tanımına ulaşma imkânında yatar: Beyin bir insan organı değildir, yalnızca bir organ da değildir; bilgiyi elinde tutan maddenin bir özelliğidir. Temelde, bilgi ve düşünce kavramlarının anlamını Aristotelesçiliktekine karşıt bir doğrultuda genişletmek niyetindeyiz burada: Zihni ayrı bir organ yapmak değil, tersine onu maddeyle çakıştırmak.
Sayfa 127 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
[Pan en panti] Her şey herşeydedir. Anaksagoras
Sayfa 82 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kökler..
Onlar inişin özüdürler; aşağı doğru yol, yaşamın ideolojik dalışıdırlar.
Sayfa 102 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Aslına bakılırsa bir bitki, kendisinin ve içine batmış olduğu ortamın durumuyla ilgili bilgilerin çoğunu kök sistemi aracılığıyla elde eder; yine kökler aracılığıyla bitişiğindeki diğer bireylerle temas kurar, yeraltı yaşamının risklerini ve güçlüklerini onlarla birlkte yönetir. Kökler, toprağı ve yeraltı dünyasını bir tinsel iletişim mekânı haline getirir. Toprağın en katı kısmı böylece, onlar sayesinde, devasa bir gezegensel beyne dönüşür...
Sayfa 97 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bitkisel yaşam tüm akılsallığını tohumda gösterir: Belli bir gerçekliğin üretimi, biçimsel bir modele göre ve hiç hata olmadan meydana gelir. Praksise veya üretime benzer bir akılsallık sözkonusudur. Ama daha derin ve köktendir, çünkü tek bir canlı bireyi değil bütün olarak kozmosu ilgilendirir: Dünyayı tekil bir canlının oluşu için hizmete alan akılsallıktır bu. Başka bir deyişle, tohumda, akılsallık artık (hayvani veya insani olsun) canlılığın basit bir işlevi veya tek bir varolanın özelliği değil, kozmik bir olgudur; kozmosun varlık tarzı ve maddi gerçekliğidir. Var olmak için, bitkinin dünyayla karışması gerekir, ve bunu ancak tohum biçiminde yapabilir: Aklın eylemi ile maddenin oluşunun beraberce mesken tuttukları yerdir tohum. Bu Stoacı fikir, Plotinos ve Augustinus dolayımıyla Rönesans doğa felsefesinin temel direklerinden biri haline gelir. "Evrensel akıl," diye yazar Giordano Bruno, "her şeyi doldurur, evreni aydınlatır ve doğayı türlerinin üretiminde uygun şekilde yönlendirir; ve akli şeylerin üretiminde bizim zihnimizin oynadığı rol neyse, o da doğal şeylerin üretiminde aynı rolü oynar [...]
Sayfa 17 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
[Sneffels Volkanı'nın kraterine inin, ey gözüpek gezgin, Temmuz ayına girmeden önce, gölgeyi takip edin. Arzın merkezine giden yolu bulacaksınız. Ben buldum.] Jules Verne
Sayfa 93 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bilim ve felsefe şeylerin ve canlıların özünü, biçimlerini ve etkinliklerini sınıflandırmakta ve tanımlamakta birleştiler, ama iş onların dünyasallığına, yani başka her şeye girebilmekten ve onlar tarafından katedilmekten ibaret olan doğasına geldiğinde kör kaldılar.
Sayfa 84 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Akıl, bir imgenin, bir yazgı, toplam yaşamın mekânı, uzamsal ve zamansal bir ufuk olmasını sağlayan şeydir; bireysel kapris değil kozmik zorunluluktur.
Sayfa 19 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
(...) hayal gücü bir egemenlik alanı tanımlamaz: Hayal ettiği nesneden kendini ayırması mümkün değildir; doğal algı, egemenliğin olmadığı bir duygulanım biçimidir.
Sayfa 128 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.