Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

d

Doğa, İnsan ve Bilim

Ulusal tarihin en önemsiz olaylarını bilip de her gün yediği hayvan ve bitki türlerinin yaşamını ve tarihini bilmeyen birinin kendine filozof demesi bugün tümüyle normal karşılanıyor.
Sayfa 23 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bitkiler gerçek dolayımcılardır: Dünyaya açılan ilk gözler onlarınkilerdir, bütün biçimleri içinde dünyayı algılama konumuna gelen bakışın sahibidirler. Dünya en başta bitkilerin ondan yapmayı becerebildikleri her şeydir.
Reklam
Yüzyıllardan beri nadir istisnalar hariç, felsefe doğa üzerine tefekkür etmiyor: İnsan olmayan canlıların ve eşyanın dünyasıyla ilgilenme ve konuşma hakkı esasen ve özellikle başka disiplinlere bırakılmış durumda.
Sayfa 22 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bitkisel yaşam tüm akılsallığını tohumda gösterir: Belli bir gerçekliğin üretimi, biçimsel bir modele göre ve hiç hata olmadan meydana gelir. Praksise veya üretime benzer bir akılsallık sözkonusudur. Ama daha derin ve köktendir, çünkü tek bir canlı bireyi değil bütün olarak kozmosu ilgilendirir: Dünyayı tekil bir canlının oluşu için hizmete alan akılsallıktır bu. Başka bir deyişle, tohumda, akılsallık artık (hayvani veya insani olsun) canlılığın basit bir işlevi veya tek bir varolanın özelliği değil, kozmik bir olgudur; kozmosun varlık tarzı ve maddi gerçekliğidir. Var olmak için, bitkinin dünyayla karışması gerekir, ve bunu ancak tohum biçiminde yapabilir: Aklın eylemi ile maddenin oluşunun beraberce mesken tuttukları yerdir tohum. Bu Stoacı fikir, Plotinos ve Augustinus dolayımıyla Rönesans doğa felsefesinin temel direklerinden biri haline gelir. "Evrensel akıl," diye yazar Giordano Bruno, "her şeyi doldurur, evreni aydınlatır ve doğayı türlerinin üretiminde uygun şekilde yönlendirir; ve akli şeylerin üretiminde bizim zihnimizin oynadığı rol neyse, o da doğal şeylerin üretiminde aynı rolü oynar [...]
Sayfa 17 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bir doğa felsefesi için..
Bu kitap, bitkilerin yaşamından yola çıkarak dünya sorusunu tekrar açmayı amaçlıyor. Bunu yapmak eski bir gelenekle tekrar bağ kurmak demektir. Az çok keyfi bir şekilde felsefe dediğimiz şey, başlangıcı itibarıyla dünyanın doğası üzerine bir soruşturma, fizik (peri tês physeos) veya kozmos üzerine (peri kosmou) bir söylem olarak doğdu ve kendini böyle anladı. Bu seçim hiç de tesadüf değildi: Doğayı ve kozmosu düşüncenin ayrıcalıklı nesneleri yapmak, düşüncenin ancak bu nesnelerle yüzleşerek felsefe haline geldiğini örtük biçimde ileri sürmek demekti. İnsan, ancak dünyanın ve doğanın karşısında gerçekten düşünebilir. Dünya ve doğa arasındaki bu özdeşlik sıradan olmaktan uzaktır. Çünkü doğa, insan zihninin etkinliğini önceleyen bir şeyi veya kültüre karşıt bir şeyi değil, her şeyin doğmasını ve oluşa katılmasını sağlayanı, varolan veya var olacak herhangi bir nesne, şey, varlık veya fikrin türeyişinden ve dönüşümünden sorumlu ilkeyi ve kuvveti belirtiyordu. Doğayı ve kozmosu özdeş kılmak, her şeyden önce, doğayı ayrı bir ilke yapmamak ve onun, olan her şeyde kendini ifade ettiğini söylemektir. Diğer yandan, dünya ne bütün nesnelerin mantıksal kümesidir ne de varlıkların metafizik bir toplamıdır; o, doğan ve dönüşen her şeyin içinden geçen fiziksel kuvvettir. Maddesel olan ile maddesel olmayan arasında, tarih ile fizik arasında hiç ayrım yoktur. Daha mikroskobik bir düzeyde, doğa, dünyada olmayı sağlayandır, ve tersinden, bir şeyi dünyaya bağlayan her şey doğasının parçasıdır.
Sayfa 21 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Akıl, bir imgenin, bir yazgı, toplam yaşamın mekânı, uzamsal ve zamansal bir ufuk olmasını sağlayan şeydir; bireysel kapris değil kozmik zorunluluktur.
Sayfa 19 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bitkiler, kültürümüzü tanımlayan metafizik züppeliğin açık kalmış yarasıdır.
Sayfa 4 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bu kitap, dünyanın doğası sorusunu, onun kapsamını ve tutarlığını bitkilere soracak öyleyse. Ayrıca, bir kozmolojiyi -meşru addedilebilecek tek felsefe biçimini- yeniden kurma girişiminin, bitkisel yaşama doğru bir keşif yolculuğuyla başlaması gerekecek. Dünyanın bir atmosfer tutarlığına sahip olduğunu ve buna tanıklık edenlerin yapraklar olduğunu söyleyeceğim. Köklerden bize Toprak'ın gerçek doğasını açıklamalarını isteyeceğim. Son olarak, akılsallığın ne olduğunu, evrensel bir güç veya yeti olarak değil, kozmik kuvvet olarak ölçülen bir akılsallığın ne anlama geldiğini çiçekler bize öğretecek.
Sayfa 26 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bitkiler hümanizmin kozmik tümörüdür, mutlak tinin yok etmeyi başaramadığı atıklardır. Yaşam bilimleri de onları ihmal eder. "Hayvanlar hakkında bildiklerimiz temelinde kurulmuş günümüz biyolojisi onları hemen hiç hesaba katmaz. Standart evrim yazını hayvan merkezlidir."
Sayfa 4 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bitkiler kozmozun süsleridir, bilişsel alanın ancak kıyısında hüküm süren, çok renkli ve fuzuli arazlardır. Çağdaş metropoller onları kent dekorasyonunun gereksiz bibloları olarak görürler. Şehrin duvarlarının dışında ise, ya ev sahibi yabani otlardır ya da kitlesel üretim nesneleri.
Sayfa 4 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
22 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.