Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Ağaç, narların ağırlığına hazırlanıyordu o zamanlar. Daha vakti vardı. O vakit gelene kadar çiçekleriyle dinlendiriyordu gövdesini. Ben onun rüzgârıyla, rengi ile sarmaşdolaş olmuşken “sabah”tan geçiyordu nar ağacı, “uyku”dan geçiyor “zaman”dan geçiyordu.
Sayfa 220 - Tuğçe ISIYELKitabı okudu
Solnit’ten alıntı
“Bir kozayı kesip açın, orada çürümekte olan bir tırtıl göreceksiniz. Göremeyeceğiniz şey ise şudur: bu mistik yaratık, yarı tırtıl, yarı kelebek; zihni böylesine işaretler arayanlar için, insan ruhunu sembolize eder. Zira dönüşüm süreci, çürümenin neredeyse tüm aşamalarını kapsar.”
Ya Hiç Karşılaşmasaydık
Ya Hiç Karşılaşmasaydık
Reklam
Edebiyat, bir anlamda insanı anlama, anlamlandırma sanatı olarak da ele alınabilir. Sonuçta edebi eserler, en temelinde insanı anlatır.
Sayfa 202 - Tuğçe ISIYELKitabı okudu
O halde kitap okumaya tam gaz devam :)
Yapılan bir araştırma, özdeşimin başka bir yararını daha ortaya koyuyor. Öğretim üyesi ve psikiyatr Keith Oatley ve Ingrid Wickelgren tarafından yazılan ve Scientific American’da yayınlanan makaleye göre, roman kahramanlarıyla özdeşleşmek, hem hayal dünyasını zengeleştiriyor, hem de sosyal bağları güçlendiriyor. Nitelikli bir roman, bu etkileriyle insan beynini de keskinleştiriyor ve insan davranışlarına ilişkin bilgiler veriyor.
Sayfa 200 - Tuğçe ISIYELKitabı okudu
Solnit, romandan aynen alıntılar, ben de ondan alıntılıyorum:
“Bir kozayı kesip açın, orada çürümekte olan bir tırtıl göreceksiniz. Göremeyeceğiniz şey ise şudur: bu mistik yaratık, yarı tırtıl, yarı kelebek; zihni böylesine işaretler arayanlar için, insan ruhunu sembolize eder. Zira dönüşüm süreci, çürümenin neredeyse tüm aşamalarını kapsar.”
Sayfa 190 - Tuğçe ISIYELKitabı okudu
Kişinin kendisini bütünüyle bilmesi mümkün değildir ama duygularıyla haşır neşir olması, onlardan kaçmaması, onları duyması en azından buna çabalaması mümkündür. Ne ilginçtir ki kendi duygularına karşı yargılayıcı olmayan biri, çoğunlukla çevresindekilerin de kendisine bu şekilde yaklaşmasını sağlar. Kişinin kendisiyle kurduğu ilişki, başkalarının da onunla kuracağı ilişkiyi belirler. (Burada söylenilen ifade daha önceki yazımda belirttiğim gibi evrenin yansıma yasası devreye giriyor ve bir nevi ayna hükmü taşımış oluyor.)
Sayfa 158 - Tuğçe ISIYELKitabı okudu
Reklam
Oysa adlandırma, değişimden çok yaşananın tarihsel vurgusu ve çok katmanlılığı olarak ele alınmalıdır. Yaşadığın yeri belleğinde canlandırma ve dil üzerinde başka birine aktarabilmektir burada söz konusu olan. Aktarabilmek içinse ortak paydayı yaşatmak, birlikte soluk alıp vermeyi hissetmek gerekir.
Sayfa 147 - Tuğçe ISIYELKitabı okudu
Sokrates’in dediği gibi, her şeyi değişiyorsa burada bilgi söz konusu olamaz: “Eğer üzerine ekleyerek elde ettiğimiz bir şey bilgiyse bir sorun yok ancak bilgi sürekli olarak şekil değiştiriyorsa, işte o zaman bilgi diye bir şey de olamaz.”
Sayfa 147 - Tuğçe ISIYELKitabı okudu
“Balkonları Koruma ve Yaşatma Derneği” kursak diyorum. Pek hayırlı bir iş olabilir bu. Öyleyse buradan çağrımı yapmış olayım. Gelin şu işe bir el atalım sevgili okur. Çok fazla gönüllüye ihtiyacımız var orası kesin. Dernek merkezimizi hâlâ varlığını sürdüren çiçekli, böcekli, keyifli bir balkon kurarız belki. Sonra teker teker başka şubelerimizi, başka balkonlarda açarız. İstekli ve istikrarlı çalışırsak balkonlar yeniden hayat bulur belki, hem evlerimize hem de ruhsallığımızda… Ara ara çıkar havalanırız, nefesleniriz orada. Hem dışımızda hem de içimizde olup bitene, geçip gidene bakarız. Müdahale etme ihtiyacı hissetmeden olanla kalırız, olanı taşırız belki bir süre.
Sayfa 67 - Tuğçe ISIYELKitabı okudu
Kişi kendisine nasıl bir yuva kurar? Sanırım önce kendi benliğini, ruhsal dünyasını sıcak bir yuva gibi kapsayarak.
Sayfa 60 - Tuğçe ISIYELKitabı okudu
Reklam
Eski yeme alışkanlığını yeniden kazanma hareketi:Slow Food
Slow food, fast food, hızlı yaşam ve yerel yemek geleneklerinin kaybolmasına ve endüstrileşen tarıma karşı bir tepki ve bilinçlendirme hareketi olarak ortaya çıktı. İnsanın lezzet olarak yemesi gerektiğini vurgulayan bir hareket. Sebze ve meyvelerin eski usullere göre yetiştirilmesine, geleneksel yollarla pişirilmesini ve yemeklerde sadece doğal malzemeleri kullanmasını savunuyor.
Sayfa 50 - Tuğçe ISIYELKitabı okudu
Kişinin mutfakla kurduğu ilişkinin, Kendisi ile kurduğu ilişkiye dair önemli ipuçları verdiğini düşünüyorum.
Sayfa 49 - Tuğçe ISIYELKitabı okudu
Mutfakta bir başıma olmak, kendime yaptığım en büyük iyilik gibi geliyor… Gerçek bir meditasyon ve kendimle en hakiki temas alanı… Şimdi ve buradayı deneyimlediğim yerler arasında açık ara en önde olanı.
Sayfa 49 - Tuğçe ISIYELKitabı okudu
Her türlü ilişkide birbirini kollama hali, yaşamdaki sayısız yüke, sorumluluğa, acıya, umutsuzluğa karşı kişilerin bağışıklıklarını güçlendirme ve hayatı her yönüyle kucaklayabilme çabası gibi gelir bana. İşte bunun sağlanabildiği noktada bireyin saadeti mümkündür.
Sayfa 34 - Tuğçe ISIYELKitabı okudu
Bayramlarda seyranlarda aile yanındaysak özellikle çocukluğumuzun geçtiği olay mahaline döneriz sanki
Sayfa 31 - Tuğçe ISIYELKitabı okudu
277 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.