Arap hiçbir sakınca görmeden hiç tanımadığı, kendinden geçmiş yerde yatan bir adamı sırtlayıp en yakın hastaneye koştururken Avrupa insanı aynı adama, adını yeni öğrendiği bininci mikrobu kapmamak için bir metreden fazla yaklaşmaz bile. Çünkü Avrupalının altına yapacak kadar korkması için bir şeyin ismini bilmesi yeter.
Sayfa 28Kitabı okuyor
Sosyal devlet dedikleri, bana kalırsa Gestapo düzeninden başka bir şey olmayan sistemleri, sokakta biri düştüğünde ambulans gelene kadar, yerde yatanın kendileri olmadığı için şükretmelerinden ibarettir.
Sayfa 28Kitabı okuyor
Dikkatli dinlemek için gözlerimi kapatmaya, körlerin bizden daha iyi duyduklarını öğrendiğim zaman başlamıştım.
Sayfa 19Kitabı okuyor
"Ne yapmak istediğini bilmiyorsan, ne yapmamak istediğini düşün! " demeye çalıştım kendime uzun yıllar boyunca. Böylece ihtimalleri eleyerek bir ideal, bir amaç bulabilirdim. Hatta hayatın ne anlama geldiğini bulur, sözcüklerle geçmesini sağlardım.
Sayfa 157Kitabı okuyor
"Kadın suratını boyar. Çünkü suratı kendisine değil, güzelliğini takdir edecek olan erkeğe aittir. Kimse kendi yarattığı bir boku boyamaz..."
Sayfa 220Kitabı okuyor
Hasından bir erkek olmak tam olarak ne gerektirir? Duyguların bastırılması. Hassasiyetin gizlenmesi. Nezaketinden ve savunmasızlığından utanç duymak. Çocukluğu hunharca ve kesin şekilde terk etmek: Çocuk - adamların namı iyi değildir. Penisinin boyutu hakkında endişelenmek. Kadınlar yol yordam göstermeden veya farkına bile varmadan onlara
Tek isteğim,kendimi öldürüp küllerimden yeni bir ben yaratmaktı.
Ruhumdaki düğümler fazlasıyla sıkı.Kimsenin onları çözecek kadar ince tırnakları yok.Bense çoktan vazgeçtim tırnak uzakmaktan.
Sorarlarsa,"Ne iş yaptın bu dünyada?"diye rahatça verebilirim yanıtını:
"Yalnız kaldım.Kalabildim!Altı milyarın arasına doğdum.Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından.."
Ama birden fark ettim ki ne ben,ne de başka birisi hiçbir yere ait değildi.
Hiçbir yerde hiç kimse beklemiyordu beni.
Başladığım noktaya döndüğümü görmek midemi bulandırıyordu.Bütün gözyaşları boşuna,bütün kanlar boşluğa dökülmüştü.
Dişlerimiz olduğu için ısırıyoruz.
Bu yüzden bu kadar vahşiyiz...
Gözlerimiz olduğu için hayran kalıyoruz.
Bu yüzden bu kadar aşıgız...