Karakter yahut seciye, terbiye ve ahlâkın en yüksek gayesini ve ideal hedefini oluşturur.
Doğrusu terbiye ve ahlâkın gayesi, en kısa bir ifade ile karakterli ve sağlam seciyeli insan yaratmaktır.
.
“Karakterli adam”, prensipli ve şahsiyet sahibi, düşünceli ve iradeli adam demektir. “Karaktersiz adam” da şahsiyetsiz, sözüne ve işine güvenilmez ve akıl ermez, düzensiz adam demektir. Başka bir deyişle, karakterli “seciyeli” insan, hayvani içgüdü ve eğilimlerin tutsaklığından kurtulup bu kuvvetleri hayat için birer hizmetkâr haline koymuş olan insandır. Karaktersiz “seciyesiz” insan da, hayvanı içgüdü ve isteklerin hâkimiyeti altında kalmış olan insandır.
Netice olarak karakter, şekillenmiş şahsiyet, terbiye görmüş irade, uyanık bir şuur, fikir ve hareketlerine sahip olma ve prensip adamlığı anlamlarına gelir ki, bunu Türkçede “seciye” kelimesi ile ifade edebiliriz.
.
Gerçek şu ki başarılı olmak, mutlu olmak demek değildir.
İnsan başarılı olur, sosyal hayatta özlediği yerin daha üstününü bile alır da, mutlu olmayabilir.
.
Allah duygusundan ve sevgisinden uzak bir terbiye yalnız fayda ve çıkar düşüncesine dayanır. Fakat din terbiyesi gönüllü, karşılıksız ve yücedir. Bu terbiye insanı yükseltir, iyiliği ve adaleti, hiç bir çıkar düşüncesine saplanmadan, sevdirir.
.
Mutluluk tamamıyla gönül işidir. Ve içimizdedir. Onu kendi içimizden başka bir yerde sanıp aramak ve mutluluğu sırf servet, güç ve şöhrette görmek çölde serabı su zannetmektir.
.
Halletmediler bu lugazın sırrını kimse
Bin kafile geçti hükemadan, fudeladan.
(Filozoflardan, erdemlilerden bin kafile geçti
Bu bilmecenin düğümünü kimse çözemedi.)
.