''..köylü sorununu kısa erimde çözme çabaları (hiç amaçlanılmayan bir yan erim olarak) denizaşırı ticareti şaha kaldırmıştı. Böylece, uzun erimde feodal toplumun kökünü kurutacak tohumları atmıştı.
Söz konusu tohumlar, üretim teknolojisi alanında, denizaşırı ticaretin gelişmesiyle bir ticaret kapitalinin birikmesidir. Onu biriktiren bir kentli sınıfın doğmaya başlamasıdır. Savaş teknolojisi alanına, ateşli silahların girmesidir. Girmesiyle, feodal beylerin kalelerinin başlarına yıkılmasıdır. Aynı zamanda toplarla donatılmış teknelerle, koloniciliğin yollarının açılmasıdır. Bunların üretim ilişkileri alanındaki etkisiyle, kırlardaki serflerin bir bölümü, özgür (küçük) köylüye dönüşecektir. Bir bölümü, kentlere göçüp proletaryayı oluşturacaktır. Kentlerde ise, özgür zanaatçıların çoğu (malları yapımevlerinin, fabrikaların ucuza çıkarılan mallarıyla yarışamayıp) zanaat araçlarını yitirmeleriyle özgür emekçiye (proletaryaya) dönüşecektir. Öte yandan, tacirlerin bir bölümü, sattıkları malların yapımına başlayacaklardır. İkisi (mal yaptıran ve mal satan) birlikte, kentli (burjuva) sınıfını oluşturacaklardır.
Siyasal alanda, erk (dağınık kırsal odaklar yerine) kentlerde yoğunlaşmaya başlayacaktır. Toplumsal artı (köylülerden çekilip toprak sahiplerince bölüşülmesinden çok) kentte ticareti ve mal yapımını ellerinde tutan kentli sınıfların elinde toplanacaktır. Kültürel alanda (ötedünyacı dinsel kültürün yerine) budünyacı bir kültürle hümanizm ve Rönesans akımları doğacaktır.''