Dünyaya gelen her bebeğin mutlak olarak sevgiye gereksinimi vardır; onu bu koşula iten, ontolojik yapısıdır. Bu sevgi ihanete uğrar ya da hayal kırıklığıyla yüzleşirse, ruhun incecik bedeni yırtılır.
Bu yırtıktan içeriye bütün olumsuzluklar, bütün yıkımlar sızar.
Ruhu bir teknikle, bir kuramla, bizi sürekli geçmişe bağlayan yeni sözcük sellerine gebe sözcüklerle onarmak mümkün müdür?