Hollandalı Van Mitten ve yardımcısı, İstanbul'da ki Keraban Ağa'nın yanına gelir. Geldikleri zaman ramazandır ve kitapta Osmanlı dönemindeki ramazandan kısa bir şekilde bahsedilmiştir. Birlikte Karadeniz'e bir yolculuğa karar verirler. Ama Ağa, kopru ücretini vermemek için Üsküdar a geçerken bile Karadeniz etrafından dolasiyordur. Bunun için ona inatçı lakabı takılmıştır. Boğaz, ona göre sadece haksız bir vergiyi vermeyi kabul edenler için mevcuttur. Bu arada Ağa'nın yigeni evlenecektir. Ahmet'in nişanlısı ve yardımcısından da bahsediliyor.
Ağa; yigeni Ahmet, Van Mitten ve yardımcısı Karadeniz yollarına düşer. Ve yolcuların geçtikleri yerler ile ilgili değerlendirmeler var kitapta. Odesa'dan, Kırım'dan, Rusya'dan, orada yaşayan ırklardan vesaire...Bilmediğim terimler de açıklamalarıyla mevcut kitapta. Sonlara doğru İnatçı Ağa, zor durumlarda kalıyor. Ama bu kitabın ikinci cildi de varmış...
Kalmuklar, birçok 'hotan'dan oluşan 'ulus'lara bölünmüştü. Bu hotanlar oraya buraya beylerinin isteğine göre kimi zaman bozkıra kimi zaman yeşil vadilere kimi zaman su kenarlarına kurulan belirli sayıdaki 'kibitka' ya da çadırdan oluşan seyyar köylerdir.
...uzman olan bilim adamlarına bakılırsa bugün Asya ve Avrupa'nın nüfusunu oluşturan beyaz ırkın çıkış yeri, bu yarı Avrupalı yarı Asyalı topraklardır. Bundan dolayıdır ki bu ırka Kafkas ırkı adı verilir.
Kafkas sıradağlarının güneyinde kalan bölgeye Transkafkasya denir ki bu bölge sadece Türkiye ve İran ile sınır komşusudur. Bu sınırların kesiştiği yerde bulunan Ağrı Dağı Kutsal Kitaba göre Nuh'un gemisinin tufandan sonra karaya çıktığı yerdir.
Çölleri aşmış, buzulların üzerinde dolaşmış, balta girmemiş ormanlardan geçmiş nice insan tanırız; ruhlarında bütün bunları yaşadıklarına dair bir iz, bir kanıt arar, bulamayız.
"Kimi anlar vardır, varlığımıza kazınır
Kendini belli eder, önemini aklımıza kazır
Yüce değerlerdir bu anlar...
Yukarı taşır bizi, yükseklere çıkarır
Yükseğe, daha yükseğe
Düştüğümüz anda bile kaldırır
Uzanan eliyle..."