yaşıtlarının çoğunun enkaz halinde olması tesadüf müydü? paralarını, hayatlarını, kimliklerini başkalarının kisvesine bürünerek kazanıyorlardı, o halde hayatlarına şekil vermek için bir setten,bir sahneden diğerine koşturmaya ihtiyaç duymaları normal değil miydi?set ve sahne olmadan kimdi onlar? tarikatlara giriyor, sevgililer ediniyor, kendilerine ait bir şey elde edecekleri davalara bulaşıyorlardı:uyumuyorlar, durup dinlenmiyorlar, yalnız kalmaktan ve kendilerine gerçekte kim olduklarını sormak zorunda kalmaktan korkuyorlardı.
artık istese de çıkış yolu bulamıyor. dört yanı buzdan kapkalın duvarlarla, tabanlarla, tavanlarla çevrili küçük bir su damlasının içine hapsolmuş gibi hissediyor.bir çıkış olduğunun farkında ama alet edevattan yoksun; tırnaklarıyla buzun kaygan yüzeyini tırmalıyor çaresizce. kim olduğunu anlatmayarak kendini daha yenir yutulur, daha az garip biri gibi gösterdiğini sanıyordu. ama artık söylemedikleri onu daha da garipleştiriyor, bir acıma hatta şüphe nesnesi yapıyor.
bu kitap hakkında sadece bir alıntı paylaştığımı farkettim. öncelikle kitapta öne çıkarılmaya çalışılan duygunun rahatsız edilmek olduğunu düşünüyorum.baş karakter jude'un yaşantısını okurken onunla birlikte onun hayatından nefret ediyorsunuz. hasta bir psikolojiyi izliyorsunuz yaptıklarını anlamaya çalışıyorsunuz. anlayamıyorsunuz. ona değer veren arkadaş çevresi varken hala kendini onların yanında bayağı hissetmesini anlamıyorsunuz.çoğunlukla kendini küçümsemesini abarttığını düşündüm , kitabın sonuda başından beri nasıl biteceğini anladığımız bir sonla bitti.
herkes kitabın çok dokunaklı vs. olduğunu yazmış ben böyle düşünmüyorum, %90'ını rahatsızlıktan okumakta zorlandım. mide bulandırıcı buldum.#dünyaedebiyatı #roman #edebiyat