yaşıtlarının çoğunun enkaz halinde olması tesadüf müydü? paralarını, hayatlarını, kimliklerini başkalarının kisvesine bürünerek kazanıyorlardı, o halde hayatlarına şekil vermek için bir setten,bir sahneden diğerine koşturmaya ihtiyaç duymaları normal değil miydi?set ve sahne olmadan kimdi onlar? tarikatlara giriyor, sevgililer ediniyor, kendilerine ait bir şey elde edecekleri davalara bulaşıyorlardı:uyumuyorlar, durup dinlenmiyorlar, yalnız kalmaktan ve kendilerine gerçekte kim olduklarını sormak zorunda kalmaktan korkuyorlardı.
artık istese de çıkış yolu bulamıyor. dört yanı buzdan kapkalın duvarlarla, tabanlarla, tavanlarla çevrili küçük bir su damlasının içine hapsolmuş gibi hissediyor.bir çıkış olduğunun farkında ama alet edevattan yoksun; tırnaklarıyla buzun kaygan yüzeyini tırmalıyor çaresizce. kim olduğunu anlatmayarak kendini daha yenir yutulur, daha az garip biri gibi gösterdiğini sanıyordu. ama artık söylemedikleri onu daha da garipleştiriyor, bir acıma hatta şüphe nesnesi yapıyor.