Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hikaye (Öykü) Edebiyat

Profil
“Kocaman bir ateş yutmuştuk, acısı boğazımızı yakan. Ve acıyı gerçek kahramanlar gibi onurla taşımasını biliyorduk.”
"O, işte anlattığım gibi, geveze, şakrak bir kuştur; bense tersine suskun biriyim. Karıma anlatacak hiçbir şeyim olmaz benim. İşim gücüm ağzım kulaklarıma vara vara karımı dinlemektir. Zaten ağzına laf yakışan bir adam değilimdir. Söze başladım mı önce kendi canım sıkılır; anlayın artık."
Reklam
Gülmek, kahkahalar atmak, gözlerinin yaşını silip ağrıyan kasıklarını tutmak… Sonra hepsini unutmak. Neye yarardı? Ama sevinç başkaydı. Gösterişsiz, kendi halinde, gene de derin, anlamlı bir duyguydu sevinç. Bir dost yüzü gibi gelir yerleşirdi insanın yüreğine.
bir karanfil, usul usul yağan yaz yağmurları, bir şarkının sözleri yüreğini ağrıtır.
Onun yanında her şey doğal, kendiliğinden süssüz bir güzelliğe bürünüyordu.
Sonra sol elini sağ avcuma aldım. Ve avcumun içine bir sevinç konmuş sandım. Çünkü ne toy eller bilirim ben. Yirmi, otuz, kırk yaşında... Gene de toy. Bu onlardan değildi. Evet, yaşamak hiç de yabancısı değildi ellerinin.
Reklam
“Hayır, baharla gelen bir ruh zayıflığı filan değildi!Ne münasebet! Gerçi gözlerimin hafifçe dolduğunu yadsımıyorum. Bekar bir kızın çiçek alması dokunur bana. Hepsi bu işte!”
Hiç sevmem zambak kokusunu! Koku şişesini görgüsüzce boynuna, avuçlarına boşaltmış hırslı kadınları anımsatır bana.
Çoğu kişinin rutinidir.
İyice üşümüştüm. Sıcak bir banyo alırdım. Sonra koltuğuna gömülür, lambamın dünyamı küçültüp yoğunlaştıran dost aydınlığında kitabımı ya da gazetemi okurdum.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.