Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Erik Zürcher bu Orta Avrupa/Doğu Balkan ülkeleri kaybedilmeseydi imparatorluğun nüfusunun 1901 yılında 42 milyon olacağını hesaplamıştı. Bu rakam zamanın 42 milyonluk İngilte­re'sine, 38 milyonluk Fransa'sına ve 45 milyonluk Avusturya-Ma­caristan İmparatorluğu'na hemen hemen denk bir nüfus anlamına gelir. Oysaki Osmanlıların XX. yüzyıl başındaki nüfusu sadece 26 milyondu.
Sayfa 28 - Ufuk YayınlarıKitabı okudu
François, Fransa kralı olarak kendisi Venedik elçisine şöyle bir açıklama yapıyordu: "V. Charles'ın öfkesini üzerine çeken Avrupa milletleri Osmanlıların desteği olmadan hayatta kalamazlar.'' Halil İnalcık, "Akdeniz ve Türkler". Doğu-Batı, IX, No. 34, 2005-2006, s. 157.
Sayfa 27 - Ufuk YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir tek hükümdann elindeki ezici güç üzerine kurgulanan Osman­lı mutlakiyetçiliği, Avrupa devletlerince hayranlıkla takip ve taklit edilecekti.
Sayfa 27 - Ufuk YayınlarıKitabı okudu
Kısacası XVI. yüzyıl boyunca, biri Müslüman biri Katolik iki ye­ni-Roma imparatorluğu vardı.
Sayfa 27 - Ufuk YayınlarıKitabı okudu
II. Mehmet, baş şehrinin fatihi olarak, kendisini Roma'nın meşru varisi sayıyordu. Tam da bu sebepten, Batı'daki bir diğer Roma İmparatorluğu'nun varlığı, onun açısından tahammül edilmez bir hal alıyordu.
Sayfa 26 - Ufuk YayınlarıKitabı okudu
Sadece Rumlar değil İtalyanlar, Avusturyalılar ve aynı zamanda Araplar ve İranlılar da yeni imparatorluğu Roma'nın devamı olarak görüyorlardı. Bu milletler için Türkler, modern zamanın Romalıla­rıydı. Hatta Sumatra, Malakka ve Endonezya takımadalarında bile sultan, "Raca Rum" olarak bilinmekteydi, yani Rum/Romalı Raca.
Sayfa 25 - Ufuk YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Fatih Sultan Mehmet kendini yeni Roma imparatoru saymış ve resmen Kayser-i Rum olarak nitelenmiştir. Bu unvan İstanbul'un o zamanki ahalisi tarafından da kabul görmüş ... "Sultan Basileus" hitabıyla seslenmişlerdir.
Sayfa 25 - Ufuk YayınlarıKitabı okudu
Sömürgeciliği akla getiren ve Batılı bir kavram olan "imparatorluk", Osmanlı bağlamında yerine oturan bir kelime değildir. Osmanlılar kendileri için "devlet-i ali" veya "devlet-i ba­ki" gibi tabirler kullanmışlar ve hiçbir zaman imparatorluk ifadesini tercih etmemişler­dir.
Sayfa 24 - Ufuk YayınlarıKitabı okudu
İstanbul'un fethinden (1453) Zitvatorok Antiaşması'na (1606) ka­dar geçen sürede Osmanlı İmparatorluğu bir cihan gücü olmuştur.
Sayfa 24 - Ufuk YayınlarıKitabı okudu
VII. yüzyılın Klasik İslam'ından Abu­Lughod çağının başlangıcına dek uzanan İslam anlayışı ile günü­müz İslam'ı arasındaki zıtlık şaşırtıcıdır.
Sayfa 24 - Ufuk YayınlarıKitabı okudu
346 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.