Cemil Meriç'i anlamak. Çok okumak ve çok yazmak. İlerlemeye mecbur hissetmek... Depresyon ve tecrübe... Zamanın eksikliklerini görmek... Çabalamayışı görmek.
Birinci cildi 1955-1965 yılları arasında yazılmış yazıları kapsayan bir eser.
Kitap, deneme alanında önemli bir yere sahip.
İlk defa lise yıllarında okuduğum bu eser o zaman bana sıkıcı gelmişti. Şimdi daha anlaşılır ve anlamlı buldum.
Eserdeki bazen okuyucuyu rahatsız edecek ifadelere rastlamaktayız. Bu ifadeler elbette yazarı bağlar.
Yazar bu eserde kendini tanımaya ve tanımlamaya, duygu ve düşüncelerini hesapsızca dile getirmeye çalışırmıştır. Meriç, eserinde hayalini aynaya yansıtan biyografisine izdüşümlerde bulunur.
Sanatın çeşitli alanında pek çok konular kaleme almıştır.
Türk klasiklerinde ender bir yere sahip olan eser, entellektüel bir boyuttadır. Bu da yazarın ne kadar derin olduğunun bir göstergesidir.
Büyük Petro (1672-1725) zamanında (1682-1725) kiliseye "günah çıkarma" işlemi esnasında hükümete karşı herhangi bir olumsuz ifade duyduklarında bunları rapor etme (jurnal) görevi verildi. Kilise (Kutsal Sinod / Dini Kurul) devletin bürokratik bir kurumu haline geldi...