Yaşam ve ölüm, kelimelerle tanımlayacağınızdan öte, çok uzun zamandır birbirlerine aşıktır. Yaşam, ölüme sayısız hediyeler gönderir... Ve ölüm onları sonsuza dek saklar.
Adenozin ya da herhangi bir molekül, beyinde etki gösterebilmek için reseptör dediğimiz yapılara bağlanmak zorundadır.Uyanık olduğumuz dönemde,adenozin beynimizde birikmeye başlar ve belirli bir düzeye ulaşınca beyindeki ilgili reseptörlere bağlanır. Bu bağlanma sonucunda kendinizi yorgun ve uykulu hissedersiniz. Eğer uyursanız adenozin yoğunluğu azalır ve kendinizi dinç hissedersiniz.
Peki bu sistemde kahve nasıl etki göstermektedir?
Kahvenin içerisinde bulunan kafein yapısal olarak adenozine çok benzer. Beyne gelen kafein molekülü adenozinle yarışarak adenozinin başlanacağı reseptörlere bağlanır. Adenozin buralara bağlanamadığı için etki gösteremez ve siz de uykulu ve yorgun hissetmezsiniz.
Kendisi için yeterli olanla yetinmeyip sürekli ama sürekli büyüme güdüsü doğaya uygun bir güdü değildir.
“Büyümek için büyümek, bir kanser hücresinin ideolojisidir.”
(Edwin Abbey)
Tüm mikroplar kötü değildir. Aksine bu minik canlıların büyük bir kısmının bize çok önemli faydaları bulunmaktadır. Ama her faydalı şey gibi bu iyi mikroorganizmaların da kıymeti insanlar tarafından pek bilinmez.
Belki şu an yanında elini tutan biri yok ama güven bana, elinin üzerinde sıkı sıkıya tutunmuş seni seven birçok minik canlı var. Dudaklarının çevresinde yaşayan ve teknik anlamda sürekli seni öper pozisyonda olanlardan bahsetmiyorum bile..