Dört şeyi dört yere bırakın:
*
1-Uyumayı kabre...
2-Rahatı sırat köprüsüne...
3-Övünmeyi mizana...
4-Arzu ve istekleri cennete ...
*
Hazreti Ebûbekir (r.a)
Ey insanlar! Dünya bize sırtını çevirerek büyük bir hızla giderken, ahiret ise aynı hızla yaklaşıyor.
Hz. Ali Kerremallâhü Veche
Yanlış bir iş yapan insana doğruyu göstermeye olan arzunuz, o kişinin doğruyu kalben kabul etmesine olan isteğinizden fazlaysa ağzınızı açmayın %99.9 nefsinizde konuşacaksınız ve bu hiç bi işe yaramayacak.
Çoğu zaman bu şekilde davranarak tebliğ ettiğimizi zannediyoruz. Aslında yaptığımız şey doğruyu insanlara kabul ettirme davasına düşmek ve buradan da kendi nefsimize pay çıkarmak...
Nefs-i emmare ki yedi canlıdır, öldü der bırakırsın, yattığı yerden sana bakar da kas kas güler.
Yokuşa Akan Sular
Bismillahirrahmanirrahim
Mevlânâ insanın Rabb'ını gerçek manada tanıyabilmesini kendi
nefsini tanıyabilmesine bağlamıştır. Mutasavvıflar arasında meşhur olup
nefsi bilme konusunda delil olarak gösterilen “Nefsini tanıyan/bilen Rabbini
tanımıştır.”
hadisini Mevlânâ da kullanmıştır.
Mevlânâ‟ya göre, insanın başta nefsi olmak üzere sahip
Namahremle konuşmak
Kadınlar zaruret olmadıkça namahrem erkeklerle konuşamaz. Ramuz’un 469. sayfasında yazılı ilk hadis-i şerif şöyle:
(Ey kadınlar, ancak mahreminiz olan erkeklerle konuşun, mahreminiz olmayanlarla konuşmayın!) [İbni Said]