50 yıl öncesine kadar benim köyümün dağlarında ve çevresinde insanlar yüksek ağaçların dallarında avlanmış hayvan kalıntıları ile karşılaşırlardı.
Bu bir tek canlının belirtisiydi: Anadolu leoparının.
Çünkü avladığı hayvanları yüksek ağaçlara çıkarabilen tek canlı oydu.
Utangaç bir eda ile insanlardan ne kadar saklansa da yine de saklandığı yerde bulundu ve yok edildi bu güzel canlı.
Hala dağlarda yaşıyorsan iyi saklan leopar, görünmesen de varlığın hepimizi mutlu eder.
Bu kitap sana ve senin gibi yok olmaya yüz tutan tüm güzel canlılara adandı.
(İthaf bölümünden)
Nesli tükendiği sanılan leopar Beypazarı olayından yıllar sonra ortaya çıktı. Ama ölü olarak.
Sırasıyla 2000’de Antakya’da, 2003, 2006 ve 2010’da Bitlis ve Siirt’te vurularak öldürülmüştü ve post kalıntıları görüntülenmişti.
2010 yılında Aydın’ın Germencik İlçesi Avcılar Kulübü deposunda tahnit edilmiş bir panter tesadüf sonucu ortaya çıktı.
3 Kasım 2013 yılında Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde leoparın saldırısına uğrayan bir çoban yaralanır. Boğuşma esnasında leopar başka bir çoban tarafından av tüfeğiyle öldürülür.
18 Temmuz 2015 yılında Tunceli’nin Pülümür ilçesindeki Karagöz Deresi’nde köylüler tarafından, boğulmuş bir ’Anadolu Parsı’ olarak bilinen leopar yavrusu bulunur.