-Önüne bak lan!
-Bakıyordum.
-Ha bakıyordun ve bile bile çekilmedin yani yolumdan, öyle mi?
-Yolumdan? Yada neyse boş ver ya. Öyle öyle.
-Kabul de ediyor bak sen, öyleli böyleli konuşma bak benim asabımı bozma!
-Bak dostum. Işıkların orada polisler duruyor. Burada bir arbede çıkartma öğlen sıcağında durduk yere. Ayarla navigasyonunu devam et yoluna.
-Oğlum polis gelse ne olur? Sen neyine güveniyorsun da gider yapıyorsun bize?
-Favori sorum da geldiğine göre bana müsade. Bak olay çıkacak, e çarşının ortasındayız yani demek istiyorum ki illa alacaklar karakola bizi iki saat dikecekler ayakta. Zaten klima da yok.
-Klima da yokmuş. Aklı sıra bize ben karakola çok girip çıkıyorum ayağı yapıyor çakal.
-Evet çok girip çıkıyorum, doğrudur. Ama benimki iş gereği.
-Polis misin?
-Polis olsam, ne diye polisten korkayım acaba? Gerçi sosyal bir devlette korkmam gerekirdi de neyse.
-E nesin ya kardeş?
-Defterdarım.
-O ne iş yapıyor ki karakolda? Karakoldaysa o da polistir yani, bizi istesen tutuklayamaz mısın?
-Yok benim sadece deftere isimlerinizi yazıp, aranızdaki en çok konuşanların isimlerinin yanına çarpı atma yetkim var. Mesela gidince sana üç çarpı atacağım.
-Memur bey yapmayın, etmeyin biz bilemedik. Baştan deseydiniz. Kusurumuza bakmayın lütfen.
-Olmaz öyle. Hiçbir şey yoksa bile bir memurun vaktini çaldınız.
-Yemin ederiz, bir daha olmayacak polis bey.
-Yok yok. Öyle kolay sıyıramazsınız. Haftaya velileriniz gelecek. Özellikle seninkiler kesin gelecek.
-Tabii efendim nasıl buyurursanız da şimdi yaşlı başlı insanlar. Bu sıcakta Allah korusun.
-Peki bizleri sizin gibi denyolardan kim koruyacak?
-…