Geride bırakmadığın bir tek kusur bile varsa,
vah sana mürit.
Maddenin Benliği ile Ruhun BENLİĞİ asla buluşamaz. İkisinden biri yok olmalıdır; her ikisine yer yoktur.
BİLGE OLANLAR,
duyuların keyif alanlarıyla oyalanmaz.
BİLGE OLANLAR,
yanılsamanın tatlı dilli sözlerine kulak asmaz.
Günahkâr bedenin dışında hiçbir şey Ruhunu yaralayamaz; ikisini de kontrol et ve hükmün altına al.
Bilgiye ulaşmak istiyorsan, mütevazi ol.
Bilgelikte ustalaştığında, daha da mütevazi ol.
Onlar sana boyun eğdirmeden önce kirli düşüncelerinle savaş. Onları, onların sana yapacağı gibi kullan, canlarını bağışlarsan kök salar ve büyürler, iyi bil ki, bu düşünceler seni alt edip öldürecektir.
Duymadıkça göremezsin.
Görmedikçe duyamazsın.
Dolu görünenin boşluğunu,
Boş görünenin doluluğunu görmelisin.
Müşfik* eylemler ek ki, meyvelerini toplayasın.
"Tüm canlar acı çekmek zorunda olduğunda, mutluluk olabilir mi? Bütün dünyanın çığlığını duyup kurtarılacak mısın?"
Şimdi ne söylendiğini duydun.
Unutma ki EBEDİ olan değişikliği bilmez.
Ruhların Sahiplerinin farkına var. İnsan yaşamının fırtınalı denizi üzerinde nasıl süzüldüklerine bak, ne kadar yorgun olduklarını, kanayan bedenleri ve kırık kanatlarıyla kabaran dalgalar üzerinde nasıl sürüklendiklerini gör. Azgın rüzgârlarla savrulur, fırtına tarafından kovalanır, anaforlara sürüklenip ilk büyük girdapta kaybolurlar.
Bu Dünya, ah bilgisiz Mürit, hiçbir rüzgârın söndüremeyeceği, bir fitil veya yakıt olmadan yanan gerçek ışığın vadisinden önceki alacakaranlıktır sadece.
Herkese ışık ver ama hiç kimseden alma.