En son yaptıkları görüşmede söyledikleri sözler Ebu Talip'e her zamankinden ağır geldi. Şayet vazgeçmezse yeğenini ortadan kaldıracaklarını, eğer derdi para ise aralarında para toplayıp O'nu Mekke'nin en zengini yapabileceklerini, derdi kral olmaksa Daru'n-Nedve'de bir karar alıp O'na Mekke'nin anahtarlarını teslim edebileceklerini, yok derdi kadın ise Mekke'nin en alımlı kadınlarıyla O'nu biraraya getirebileceklerini söylüyorlardı.
Ebu Talip yeğenini yanına çağırdı. Bu işin ihtiyar bedenine çok ağır geldiğini uzun uzun anlattı. En Sevgili ise her zamankinden daha kararlıydı. "Vallahi Amca! Güneşi sağ elime koysalar, ayı da sol elime koysalar yine de ben bu davamdan dönmem" dedi. Ebu Talip kendisini toparladı. Yeğeninin bu iman ve kararlılığı karşısında irkilerek, "Git, yolundan dönme. Vallahi ben son nefesimi verinceye kadar seni himaye edip korumaktan vazgeçmem" diyebildi. Sözünde de durdu.