Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Bir Peygamber âşığının bize hediyesi...
YAĞMUR Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat En müstesna doğuşa hamiledir kainat. ... Hasretin alev alev içime bir an düştü, Değişti hayal köşküm, gözümde viran
HZ. PEYGAMBER’İN GEÇMİŞ İLAHİ KİTAPLARDA MÜJDELENMESİ Kur’an-ı Kerim Hz. Muhammed’in (sas) peygamber olarak gönderileceğinin Tevrat ve İncil’de yazılı olduğunu şöyle haber vermektedir: “Onlar, ellerindeki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları o elçiye, ümmî Peygamber’e uyarlar” (A’râf, 7/157) Bununla birlikte Hz. İsa da bu konuyla ilgili ümmetine şöyle hitap etmiştir: Ey İsrailoğulları! Ben Allah tarafından size gönderilmiş bir elçiyim; benden önce gelen Tevrat’ı doğrulamakta ve benden sonra gelen gelecek Ahmed adında bir peygamberi müjdelemekteyim.” (Saf, 61/6) Tevrat’ta da “Tanrınız Rab size aranızdan, kendi kardeşlerinizden benim gibi bir peygamber çıkaracak; onu dinleyin” ifadelerinin yer almasını İslam âlimleri mevcut Tevrat ve İncil’de Hz Muhammed’le ilgili müjdenin olduğuna delil göstermişlerdir. İlaveten Hz. İsa’ya vahyedilen İncil’de bu haberin mevcut olduğunu fakat daha sonra tahrif neticesinde İncil metinlerinden çıkarıldığını belirtmişlerdir. Diyanet İşleri Başkanlığı
Reklam
Ahlâkı
HZ. PEYGAMBER’İN (SAS) AHLAKI KUR’AN İDİ “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” (Muvatta’, Hüsnü’l-huluk, 8) diyen Peygamber Efendimizin (sas) her bir sözü, davranışı, uygulaması, güzel ahlakının bir yansımasıydı. O dürüst ve güvenilir, adaletli ve merhametliydi. Cömertti, cesurdu, tedbirli ve sabırlıydı, öfkesini yenerdi. Herkesle yakından ilgilenir; zayıf ve yoksulların, dul ve yetimlerin sıkıntılarını giderirdi. Çocuklara ve gençlere değer verir, onların ilkeli ve dengeli yetişmesini isterdi. Her yaştan insanla sıcak bir iletişim kurar, kimseyi kırıp incitmezdi. Allah için sever ve Allah için buğzederdi. Yumuşak bir dili ve üslubu, kolaylaştırıcı ve sevdirici tutumuyla herkesin gönlünde taht kuran bir öğreticiydi. Öğrettiklerinin kalıcı etkiler bırakmasında en önemli rol bunları önce kendisinin hayata geçirmesindeydi. Öyle ki sevgili eşi Hz. Aişe’ye onun ahlakının nasıl olduğunu sorduklarında o şöyle demişti: “Sen Kur’an okumuyor musun? Onun ahlakı Kur’an’dı.” (Müslim, Müsâfirîn, 139) Diyanet İşleri Başkanlığı
Dua
PEYGAMBERİMİZİN DİLİNDEN DUALAR Rabbimizin katında duadan daha kıymetli bir şeyin olmadığını ifade eden Sevgili Peygamberimiz, hayatının her anını duayla süslerdi. Gece gündüz, evinde, mescidde ya da yolculukta, yalnızken ya da ashabıyla beraberken, sevinçli, endişeli veya hüzünlüyken her ne durumda olursa olsun dilinden duayı düşürmezdi. Güne başlarken “Allah’ım! Senin kudretinle sabaha çıktık, senin kudretinle akşama gireriz. Senin kudretinle yaşar, senin kudretinle ölürüz. En son dönüşümüz de ancak sanadır.” (Tirmizî, Daavât, 13) diye dua ederdi. Akşam karanlık çökünce “Ya Rabbi! Bu gecede olanların ve sonrasında olacakların hayrını senden dilerim. Bu gecede olanların ve daha sonrasında olacakların şerrinden de sana sığınırım.” (Müslim, Zikir, 75) derdi. Gece uyumadan önce de “Sığınacak yeri ve ihtiyacını giderecek kimsesi olmayan niceleri varken; bizi yediren, içiren, ihtiyaçlarımızı gideren ve bizi barındıran Allah’a hamdolsun.” (Tirmizî, Daavât, 16) diyerek geçen günün şükrünü eda ederdi. Diyanet İşleri Başkanlığı
PEYGAMBERİMİZ HAZRET-İ MUHAMMED MUSTAFA SALLALLÂHÜ ALEYHİ VE SELLEM - 1
Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz, Milâdî 571 senesinde Mekke-i Mükerreme’de dünyaya şeref vermişlerdir. Kendisi Kureyş kabilesinin Hâşimoğulları sülalesindendir. Peygamberimiz (s.a.v.), daha doğmadan iki ay önce muhterem babası Hz. Abdullah vefat edince yetim kalmıştı. Dünyayı teşrîflerinden altı sene sonra
Reklam
Resûlullah (s.a.v) ile arı
Resûlullah Efendimiz (s.a.v)yolda bir arıya rastlıyor nerden geliyorsun ey Mübarek arı diyor. Arı da"-Bal yapmak için çiçeklerden hammadde topladım" diyor. Bunun üzerine efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem "-Peki bana o ham maddeden birazcık ver de tadayım" diyor biraz alıyor ağzına koyuyor bir de bakıyor ki zehir gibi acı ve arıya soruyor: "-Bu zehir gibi hammadde nasıl oluyor da tatlanıyor ve bal gibi oluyor?" O küçücük arıcık o küçücük bal fabrikası diyor ki; "-Ya Rasurullah evet hammaddesi çok acı fakat onu peteğe koyarken Size Salavat getirerek koyuyorum. Allahu Teala'da bunu Tatlandırıyor..... Sıkıntılarımızı Selevatla tatlandirmak dileğiyle 22:45
Gönderi kullanım dışı
Peygamber’in İzinde
Bir zat düşünün. Sükûnetli, kuvvetli bir o kadar da şefkatli, hal dili ve ahvali doğruluktan yana olan; konuşunca sesiyle çevresine güven aşılayıp huzur veren, zekasıyla adaleti ve hoşgörülüğü sağlayan bir zat. Muhammed Mustafa Aleyhisselam. Dünya onun varlığı ile hemhal olmuştur. Âlemlerin Rabbi olan Allah c.c Hazretleri nurun şifresini elçisi olan Hazreti Muhammed (a.s)’da toplamış ve bu nur tüm âlem-i beldelere yayılmıştır. Elif Sayan Çakır -Riyâzet Dergisi 13. Sayısı (riyazetdergi.wordpress.com)
Allah u mesali ala seyidina Muhammed…
DaNeZ

DaNeZ

@Bendenizayse
·
10 Ekim 2023 18:21
Muhammed Mustafa'ya sonsuz salât ve selâm olsun!
Reklam
Efendimizin (as) çocukları kaç yıl yaşadı? Hz. Zeynep 29 yıl, Hz. Fatıma 28 yıl, Hz. Ümmü Külsüm 27 yıl, Hz. Rukiyye 22 yıl, Hz. Abdullah 4 yıl Hz. İbrahim 18 ay, Hz. Kasım 17 ay yaşadılar. Ve sadece Fatıma Annemiz (ra) Efendimizden (as) sonra vefat etti.
Küçük Naat
... Göz seni görmeli ağız seni söylemelifıza seni anmak ödevinde Bütün deniz kıyılarında seni beklemeli Sen Eskimoların ısınması sevgililer mahşeri🌾🦋. ...
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
HÂTEMÜ’N-NEBİYYİN İslam inancının temel esaslarından birisi de hiç şüphesiz peygamberlere imandır. Onlar, ilahi buyrukları insanlara iletmek için seçilmiş, üstün ahlakî niteliklere sahip mümtaz şahsiyetlerdir. Hz. Muhammed’e iman etmenin ayrılmaz bir unsuru, onun “peygamberlerin sonuncusu olduğuna inanmaktır. Hâtemü’n-Nebiyyin Hz. Muhammed’in gelişiyle nübüvvetin sona erdiğini ifade eden bir tabirdir. Bu kavram Allah ile kulları arasındaki elçilik görevinin sona erdiğini belirtir. Bu husus aynı zamanda, Hz. Peygamber’den sonra bu görevin İslam ümmetine tevdi edildiği ve kıyamete kadar böyle devam edeceği anlamına da gelmektedir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır: “Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah’ın Resülü ve nebilerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir” (Ahzâb, 33/40). Hadislerde de Hz. Muhammed ile peygamberliğin sona erdiği durumu herhangi bir yoruma imkân vermeyecek kesinlikte ifade edilmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.