Biyografik roman şeklinde olan kitap, Hz. Mevlana'nın dilinden yazılmış şekildedir. Sinan Yağmur'un Şems kitabını okuyanlar konuya daha vâkıftır. 1.kitapta Şems diliyle anlatılan olaylar şimdi de Mevlâna gözüyle anlatılır. Hz. Mevlana'nın çocukluğundan, göçebe hayatından , kayıplarından, Şems'i buluşuna, Mevlâna oluşuna, sabrına, sukunetine, dünyasını değiştirmesine kadar her konuya değinilmiş.
Kitapta en hayıflanarak okuduğum bölüm , Hz. Mevlana'nın Şems ile arasında ki yakınlıktan ötürü çıkan dedikoduları küçük oğluna izah etmesiydi. Insanlar her dönemde kötüydü işte. Bazı şeyler hiç değişmiyordu. Iki insan birbirini Allah rızası için sevemez mıydı? Insanın dili , yüreği böyle iftira etmeye nasıl meyilli olabiliyordu aklım almıyor.
Allah dostu olmak , o yolda yürümek, sabretmek , sessiz kalabilmek gerçekten kolay değil. Hayatın her anında sınava tabi tutulmak , bu yolda istikrarlı durabilmek yılmamak ne zor...
Hz. Mevlâna bütün sevdiklerini bir bir kaybediyor. Bir gün sıra ona geldiğinde tebessümle karşılayabiliyor. Belki de hayat son yolculuğa tebessümle hazırlanabilirme haliydi! Hani bizim hiç hazır olmadığımız...
Aşkınıyam. . . grubumun bana kattığı kitaplardan birine daha veda ettim. İncelememi kulağımda ney sesiyle başlıyorum. 
Mevlana Celaleddin-i Rumi yorumlamak, incelemek benim gibi kül olmuş kula mı kalmış?! Ama ruhumdan dökülenleri geçmişime mühürlemeden de susturamam zindan ömrümün "Aşk" diye inleyen dakikalarını.
Şems-i Tebrizi ruhundan
