Kibar hırsız güzeldi. Düşündürüyordu. Ancak bu kitapta sadece bir sidik yarışı var. Telif yememek için midir bilinmez Sherlock Holmes ile kıyaslanamaz bile. Ana karakter olduğu için kitabın sonunda bile Arsen Lüpen'in kaybetmesini kabullenememişler.
Çoğu olay oldu bittiye gelmiş. Ne, nasıl oldu, kimse bilmiyor. Sırada Oyuk İğne var. Umarım bu kitap sadece böyledir. Kibar hırsız yine basit ama gözle göremediğimiz detayları gösteriyordu. Ama bu kitap sadece olayların olduğunu söylüyor. İşleyişi söylemiyor. Neredeyse tüm olayı kendim çözdüm bile ve bazı olaylar da "yok daha neler" dedirtecek cinsten. Hayır, şaşırtıcı olduğu için değil. Abartı olduğu için. Bir polise "Zile basın" diyen bir hırsız var ve polis hırsızın ne kadar kurnaz olduğunu bilen bir polis ayrıca. Ama ne yapıyor? Zile basıyor. Ben ne polisim, ne de Arsen Lüpen'i tanıyan bir polis. Ama ben bile olsam o zile basmazdım.
Dedim ya bu kitap zorlama bir kitap olmuş. Zorla Arsen Lüpen'i kurtarıyor yazar.