Tam ve hakiki dindar muttaki olanlar, siyasetçi olmazlar. Yani, maksad-ı aslî siyasetini yapanlarda din, ikinci derecede kalır, tebeî hükmüne geçer. Hakiki dindar ise, bütün kâinatın en büyük gayesi ubudiyet-i insaniyedir, diye siyasete, aşk-ı merak ile değil, ikinci üçüncü mertebede onu dine ve hakikate âlet etmeğe -eğer mümkünse- çalışabilir. Yoksa, baki elmasları, kırılacak âdi şişelere âlet yapar.
Sayfa 41 - Zehra.