Dua bir ubûdiyettir. Ubûdiyet ise semeratı uhreviyedir. Dünyevî maksatlar ise o nevi dua ve ibadetin vakitleridir. O maksatlar, gayeleri değil.
Mesela: Yağmur namazı ve duası bir ibadettir. Yağmursuzluk, o ibadetin vaktidir. Yoksa o ibadet ve o dua, yağmuru getirmek için değildir. Eğer sırf o niyet ile olsa, o ibadet hâlis olmadığından kabule layık değildir.
Fânîyim, fanî olanı istemem.
Âcizim, aciz olanı istemem.
Ruhumu Rahman'a teslim eyledim, gayr istemem!
İsterim, fakat bir yâr-ı bâki isterim.
Zerreyim, fakat bir Şems-i Sermed isterim.
Hiç-ender hiçim, fakat bu mevcûdâtı umumen isterim.
Başımdaki saçlarım adedince başlarım bulunsa ve her gün biri kesilse, zındıkaya ve dâlalete teslim-i silah edip vatan ve millet ve İslamiyet’e hıyanet etmem, hakikat-i Kur’an’a feda olan bu başımı zalimlere eğmem.
Biz Risale-i Nur talebeleri, iman ve İslamiyet hizmeti uğruna zalimlerin zulmüne maruz kaldığımız vakit, hapishane köşelerinde veya darağaçlarında ölmeyi, istirahat döşeğindeki ölüme tercih ederiz.