Kendi kendine öyle eksiksiz bir hâlin var ki! Seninle konuşmak o yüzden hoşuma gidiyor. Her şeyi anlıyormuşsun, ama hiçbir şey seni incitmiyor, yaralamıyormuş gibi geliyor. Sanki...dünyada hiç acı yokmuş gibi...
Adaletten kurtuluş yoktur. Evrende hiçbir şey hak edilmeden, bedeli ödenmeden elde edilemez. Ne maddî olarak, ne de manevi olarak. O bedeli suçlular ödemezse, o zaman masumlar ödemeye başlar.
Gerçeği görmeyi reddetmek, hangi nedenle olursa olsun, çok fecî sonuçlar doğurur. Bir teki dışında kötü olan hiçbir düşünce yoktur, o da düşünmeyi reddetmektir.
"Para, toplumsal değerin barometresidir. Ticaretin, iki tarafın rızasıyla değil de, zorlamayla yapıldığını görürseniz, üretebilmek için hiçbir şey üretmeyen insanlardan izin almanız gerektiğini görürseniz, paranın mal alıp satanlara değil de, ikramlar, iltimaslar alıp verenlere doğru aktığını görürseniz, insanların çalışmayla değil de, nüfuzla zenginleştiğini gözlemlerseniz ve yasalarınız da sizi bütün bunlardan korumuyorsa, tam tersine, o insanları size karşı koruyorsa, yolsuzluğun ödüllendirildiğini, dürüstlüğün kendini feda etme anlamına geldiğini anlarsanız, toplumunuzun yazgısının yok olmak olduğunu anlarsınız."
"Çifte standartlı insanların yükselişini göreceksiniz. Bunlar kuvvete dayanarak yaşarlar, ama yağmalayacakları servetin yaratılması için de ticaretle yaşayanlara ihtiyaçları vardır. Bunlar iyiliklerin asalaklarıdır. Ahlâklı bir toplumda bunlar suçlu sayılır, sizi onlara karşı korumak için yasalar, yönetmelikler çıkarılır. Ama bir toplum, haklı suçlular, yasal yağmacılar yaratmaya başlarsa, savunmasız kurbanların servetini çalan bu kişilere karşı bir önlem almazsa, o zaman para, kendini yaratanın intikam aracı hâline gelir. Bu yağmacılar, savunmasız insanları soymanın bir tehlikesi olmadığını sanırlar, çünkü o kişilerin savunma mekanizmalarını yok edecek yasaları çıkarmışlardır. Ama ele geçirdikleri servet de, daha başka yağmacılar için mıknatıs işlevi görmeye başlar, yeni gelenler de serveti, ilk çalanların elinden, aynı yolla çalarlar. Böylece yarışı kazanan, üretimde en yetenekli olan değil, gaddarlıkta en acımasız olandır. Kuvvetin standart hâline geldiği yerde, katil her zaman yankesiciyi yenecektir."
"İnsanlar düşünmek istemiyor. Başları ne kadar derde girerse, o kadar kaçıyorlar düşünmekten. Ama beri yandan bir içgüdü onlara düşünmeleri gerektiğini söylüyor, bu yüzden de suçluluk duygusuna kapılıyorlar. Bu durumda, onlara düşünmemek için bazı sebepler gösteren kim olsa, onu beğenir, onun peşinden giderler. Kendi günahları saydıkları, bir zaaf, bir suç olarak gördükleri şeyi yüce bir sevapmış gibi gösterebilen kim olursa olsun, onu izlerler.”
“Vardığınız mantıksal sonuçlardan ne kadar eminseniz, o kadar yanılırsınız. Beyniniz bir çarpıtma aracı olduğuna göre, o beyin ne kadar aktifse, çarpıtma da o kadar büyük olacaktır.”
Ona, “Kalbinde acıma duygusu olmayan birinden daha kötü insan var mıdır?” diye sorulduğunda, “Vardır,” demişti. “Başkasının kendisine acımasını silah olarak kullanan insan. ”