Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Roman Felsefe-Düşünce Edebiyat

Profil
Dürüstlük nedir sence? Komşunun cebindeki saati aşırmamak mı? Yo, o kadar kolay değil. Hepsi o kadar olsaydı, insanların yüzde doksan beşi dürüst sayılırdı. Oysa görüyorsun ki değiller. Dürüstlük bir fikri savunabilme yeteneğidir. Altında da düşünebilme yeteneğinin var olması gerekir. Düşünmek, ödünç alınabilecek, rehine konabilecek bir şey değildir.
Sayfa 524 - Plato Film Yayınları, 3.Baskı: İstanbul, Mart 2003Kitabı okudu
Türkiye’de eğer The Fountainhead iyi okunmuş olsaydı; hiçbir ideoloji aklın önüne geçmez, Türkiye inanç dolu militanların cenneti olmak yerine meslek sahibi insanların ülkesi olurdu. Bir işi iyi yapmak, işine saygı duymak, o işi başarmak bu kadar çok aşağılanmaz, insanlar yaptıkları işten, üretmekten ve para kazanmaktan utanmazdı.
Sayfa 8 - Plato Film Yayınları, 3.Baskı: İstanbul, Mart 2003Kitabı okudu
Reklam
Otomobile bindiler ama Ford’un servetinden şikayet ettiler. İnterneti kullandılar ama Bili Gates’i çok para kazanmakla suçladılar. Tükettiğimiz her türlü zenginliği paranın bir oyunu olarak ele almayı tercih ettiler. Sistem, kapitalizm, tüketim toplumu gibi adlar takıp eleştirdiler.
Sayfa 8 - Plato Film Yayınları, 3.Baskı: İstanbul, Mart 2003Kitabı okudu
Promete ateşi hediye ettiği insanlar tarafından yakıldı. Edison ampulü bulurken, karısı tarafından toplum ve ailesi ile ilgilenmeyen bir anti-sosyal olarak suçlandı. Galileo dünya dönüyor dediği için bizciler tarafından işkencelere uğradı. Bireysel akıl, kalabalıkların onaylamadığı bu büyük güç her çağda saldırıya uğradı. Kalabalıklar, yaratıcı bireye saldırırken ellerindeki silahı hep iyilik, fedakarlık, hayırseverlik kurşunlarıyla doldurdular. Ve hep yaratılan değerleri üleşmek, bölüşmek, paylaşmak istediler. Mesela televizyonu seyrettiler fakat televizyonu bulan adamın adını hiç öğrenmediler.
Sayfa 7 - Plato Film Yayınları, 3.Baskı: İstanbul, Mart 2003Kitabı okudu
Hitler Almanları, Stalin işçileri, Mao köylüleri kurtarmak için dünyayı kana buladı. Milyonlarca insan kurtarıcıların şefkat dolu ellerinde can verdi. Hep Biz dediler, hiç Ben deyip kendilerini düşünmediler. Ama bilim, zenginlik, hayatı kolaylaştıran, hayatı yaşanır kılan her türlü buluş kendi çıkarları için çalışan, işini iyi yapan Ben-cilerin eseriydi. Onlar hiçbir zaman “bizci” olmadılar. Sadece işlerini iyi yapmaya çalıştılar ve bizlere rağmen başardılar.
Sayfa 7 - Plato Film Yayınları, 3.Baskı: İstanbul, Mart 2003Kitabı okudu
Dünya bizi kurtarma ve bize iyilik yapma aşkıyla dolu insanlar tarafından hep kana bulandı. Tarihteki bütün savaşları içi iyilikle dolup taşan, kendini bir dava uğruna feda ettiğini düşünen kurtarıcılar çıkardı.
Sayfa 7 - Plato Film Yayınları, 3.Baskı: İstanbul, Mart 2003Kitabı okudu
Reklam
125 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Merhaba. Geceye yeni bir kitap yorumu ile geldim. Bu ayın bir diğer okuduğum kitabı Bilinmeyen bir tanrıya oldu. Joseph, kendi toprağın da çalışıp yerleşik bir hayat kurmak ister. Babasından izin alarak Batı'da sözü edilen topraklar da bir zaman çalıştıktan sonra kendisine verileceği istediği gibi işletebileceği söylenir. Zaman kaybetmeden kendine bir ev inşa eder. Babasının ölümüyle ailenin geri kalan fertleri de yanına gelerek bir düzen kurulur. Babasının ölümü onu derinden sarsmıştır. Evinin yakınındaki ağacın ruhunu babasının yerine koymuş, ona inanmış, üstelik her fırsatta konuşur olmuştur. Pagan inancına öyle bir sığınmıştır ki doğa ile kavgasını son raddeye kadar sürdürür. Tutkunluk derecesindeki toprak sevdası deliliğin en son aşamasına kadar onu takip eder. #biralıntı : ~Sükûnet ve acı öylesine büyüktü ki göğsüne çöreklendi, böylece yalnızlıkla birleşerek aşılmaz bir çember oluşturdu.
Bilinmeyen Bir Tanrıya
Bilinmeyen Bir TanrıyaJohn Steinbeck · Remzi Kitabevi · 2009747 okunma
"Kendinize değer vermeyi öğrenin. Bunun anlamı, kendi mutluluğunuz için mücadele etmektir..."
Sayfa 808 - PDF
"Kendi kendinize yapacağınız bir yanlış, inanç nedeniyle kabul etmiş olduğunuz on doğrudan daha güvenlidir, çünkü kendi yanlışınızı düzeltme gücünüz vardır, oysa inançla kabul edilen bir şey, sizin doğruyu yanlıştan ayırma kapasitenizi öldürmüş olur."
Sayfa 807 - PDF
“Sebepsiz servet nasıl olamazsa, sebepsiz sevgi de, hattâ sebepsiz başka türlü duygu da olamaz.Duygu, bir oluşa, bir gerçeğe cevaptır..."
Sayfa 788 - PDF
Reklam
Aklınız sizin doğrularla ilgili tek yargıcınızdır.
Sayfa 775 - PDF
Yavrularına sağ kalmayı öğreten tüm canlıları düşündü. Kedilerin yavrularına avcılığı öğretmesi,kuşların uçmasını öğretmesi...oysa sağ kalmak için aklını kullanması gereken insan, çocuğa düşünmesini öğretmeyi beceremediği gibi, eğitim süreci boyunca onun beynini mahvediyor, onu düşünmenin kötü olduğuna inandırıyor, hem de bunu, o daha düşünmeyi öğrenmeden önce yapıyordu. Çocuğa o yolculuk boyunca fırlatıp attığımız klişe sözler, onun motorunu dondurmak, bilincinin gücünü kesmek için plânlanmış şeylerdi. “O kadar çok soru sorma, çocuk dediğin, görülebilmek, ama işitilmemekli!” “Sen kim oluyorsun da düşünüyorsun? Böyledir, çünkü ben böyle diyorum!” “İsyan etme, uyum sağla!” “Sivri olma, gruptan ol!” “Mücadele etme, ödün ver!” “Kalbin, beyninden daha önemlidir!” “Sen ne bileceksin! En İyisini ailen bilir!” “Sen ne bileceksin! En iyisini toplum bilir!” “Sen ne bileceksin! En iyisini bürokratlar bilir!” “Sen kim oluyorsun da itiraz ediyorsun? Tüm değerler izafidir!” İnsan bir kuşu, yavrusunun kanat tüylerini yolar, sonra onu kendi kendine yaşasın diye yuvadan dışarı iterken görse, dehşete kapılır, oysa insanın kendi yavrusuna yaptığı tam da bu, diye düşündü.
Sayfa 758 - PDF
Özsaygınızı koruyun.
Değerlerini teslim eden bir insanın, artık başkalarının insafına kalmış olacağını biliyordu.
Sayfa 743 - PDF
"Benim hayatım bana aittir. İster harcar, ister yatırım yaparım."
Sayfa 732 - PDF
"Suça anlayış gösterenler, masumiyete asla göstermez."
Sayfa 679 - PDF
49 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.