Konuşuyor,
Ey parlak melek, konuş yine!
Sen göz kamaştıran bir parlaklık veriyorsun geceye;
Cennetin kanatlı ulağısın başımın üstünde, Tıpkı ölümlülerin hayretle açılan gözlerine göründüğün gibi.
Tembel bulutlara binip uçarken o havanın kucağında,
Onu seyreden gibi hayranlıkla,
Bakıyorum sana.
“Gel ey sevecen gece, gel, sevimli kara kaşlı gece,
Bana Romeo’mu ver; sonra öldüğünde,
Al da küçük yıldızlara böl onu;
Onlar göğün yüzünü öyle bir süsleyecektir ki,
Bütün dünya gönül verip geceye,
Tapmayacaktır artık o muhteşem güneşe.”
Bizim romantik Romeo ve Juliet ölmese hatta evlense... Sonra bir de manyak bir kızları olsa... Mezarımda ters döndüm diyip Shakespeare çıksa gelse...Olanlar olsa... Son zamanlarda okuduğum en keyifli kitaplardan biriydi. Kahkaha attığım yerler oldu.Yazarın mizahına bayıldim. Çok ciddi şeyler okudum, içim şişti savaştan, açlıktan, acılardan dediğinizde nefes almalık bir şans vermenizi dilerim.
Ölüm döşeğindedir şimdi eski sevda
Ve mirasçısı olmayı bekler yeni sevgi;
Uğrunda ölmek bile istenilen o güzel,
Güzel değildir artık Julietin yanında.
Romeo yeniden sever, bu kez sevilir de,
Büyülenmiştir çekici bakışlardan eskisi gibi;
Oysa Juliet, yakınır görünmek ister düşman diye
Aşkın tatlı yemini çalan o korkunç olanlardan;
Ve romeo sunamaz sevgisini, aşk yeminlerini
Bilinen aşk diliyle düşman sayıldığından.
Kız da gönlünü kaptırmıştır ya, imkânları daha az,
Bu ilk sevgilisiyle bir yerde buluşamaz.
Ama sevgi güç verir, zamansa imkân
Büyük engellerde bulur, büyük hazzı insan.
- Kim yardım etti sana, burayı bulman için?
+ Aşk yardım etti, aramamı fısıldayarak;
O bana akıl verdi, ona göz oldum ben de.
Denizci değilim, ama uzak denizlerde yıkanan Uçsuz bucaksız kıyılar kadar uzak olsan da sen Sana ulaşmak için açılırdım denizlere.
Saklar beni onlardan gecenin pelerini;
Beni bulsunlar ne çıkar, yeter ki sen sev beni:
Geç ölmektense senin sevginden yoksun Yaşamıma son versin kinleri daha iyi.