Eksiktim, yarımdım. Ta ki seninle tanışana kadar. Senden sonra aşk nasılmış onu öğrendim. Senin varlığınla bütünleştim. Sonrasında bir şey oldu sen gittin. Aslında sen hiç gelmemişsin ben bunu öğrendim. Ama ben gittiğin her zaman yarım kalıp, döndüğünde tekrar seninle bütünleştim. Şu an sen yoksun, ben eksiğim. Şu an sen yoksun, ben yarımım...
~
Bazen hoşçakal demen gereken zamanlar vardır. Acıtmasına rağmen denemeyi öğrenmelisin. Biliyorum, gitmene izin vermeliyim ama biliyorum ki nereye gidersen git asla uzakta olmayacaksın çünkü parlak bir yıldızın ışığı gibisin. Yaşamımda parlamaya devam edeceksin. Hiçbir mesafe bizi ayrı tutamaz. Sen benim kalbimde olduğun sürece bu gözlerden hiçbir gözyaşı düşmeyecek çünkü aşkın gerçek sevgisi asla ölmez. Sonsuza dek canlı kalır. Zaman sahip olduklarımızı alamaz. Birlikte olduğumuz zamanları hatırlayacağım. Zamanımızın bittiğini düşünebilirsin ama sen hala benimsin…
Not: Seni Seviyorum
~
Dünya ne ki;
Beyaz olan her şey biraz mavi...
Bilemez kimse
Allah dilediği gibi serper çiçeklerini
Ve çakar çivilerini dilediği gibi
Bir can olup öylece kaldığımız an,
Bir müzik olup sustuğumuz sesinle söyle bana:
Bir çocuğun elleri bırakılır mı hiç bırakılır mı?
Sana bakıyorum,
Çevirme yüzünü ben yabancı değilim
Seninle bakıyorum bu büyük boşluğa
Sana bakıyorum şarkılara bakıyorum
Sis oldu şarkılar; elini arıyorum
Kalbim dünyanın ilk aşığının kalbi gibi
Ve ruhum paramparça...
Sis oldu şarkılar; elini arıyorum
Bilemez kimse beyaz olan herşey...
Bazen bir cümleyi bitiremiyorum.
En son ölüm gelir;
Yine de erken deriz...
Merhaba ;
Sözlerime küfürle başlamak istiyorum,
Yani ben Hiroşima’yı duyunca Japon olan ben
Tombul ve yüzü kırışmış kadınları görünce üzülen ben
Kapı pervazlarından geçerken besmeleyi unutunca yüzü kızaran köylü adamlardan olmak isteyen ben
Elleri üşüyünce nereye koyacağını bilmeyen ben
Geceleri yatarken kutup ayıları üşümesin diye dua eden