Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Serhend dergisi ♡

Profil
Hazreti Ömer
Hz. Ömer (r.a) gerek halife olmadan önce gerekse halifelik zamanında İslam ve müslümanlar için yaptığı birçok hizmetle akla gelir. Örneğin müslümanlar İslam'ın ilk yıllarında Mekke'de büyük zorluklar çekiyor, gizlice ibadet ediyorlardı. Hz. Ömer (r.a) müslüman olduktan sonra ilk defa Kâbe'de topluca namaz kıldılar. Hz. Ömer (r.a) Hz. Ebû Bekir'in (r.a) hilafeti esnasında, dağınık halde olan ayetlerin kaybolabileceği hususunda uyarıda bulunmuş ve ayetlerin toplanmasını önermiştir. Hicri kullanılmaya başlanması, cemaatle teravih namazı kılınması, Irak, İran, Azerbaycan, Suriye, Filistin, Mısır gibi ülkelerin fethedilmesi ve sayamayacağımız daha birçok hayırlı faaliyet onun vesilesiyle gerçekleşmiştir.
Sayfa 41
İç dünyayı Hâcegân yolunun nisbetiyle mamur etmek, dış dünyayı da Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin zahirî sünnetleriyle donatmak gerekir. Asıl iş budur, gerisi boş hayallerdir. İmam-ı Rabbânî kuddise sırruhu
Sayfa 41
Reklam
Sevilen sevmezse seven sevemez!
"Seviyorum" demek yetmez, delil sorarlar! Delil çoktur ama iki tanesi vardır ki yoklukları düşünülemez: Seven sevdiğinin sözünü tutar ve ona benzer!
Muhabbet olsun - Serdar TuncerKitabı okudu
Yunus Emre Aydın
"Mecaz, alimin elinden cahilin eline düşerse hakikatten ayrılır ve hurafelere kapı açar."
Sayfa 43
Atilla Pamirli
Gücün ahlakına değil, ahlakın gücüne sahip olmalıyız.
Sayfa 20
Ayın Konusu
Kalp, zulme meylettiği zaman zalimleri sever. Zalimleri sevdiğinde de onlardan olur. Hakka ve hak ehline meylettiği zaman da, onlarla dost olur. Bu duruma göre söz ve amellerin gerçekliği ancak kalp cihetiyle mümkündür. O halde lisanıyla iman ettiğini söyleyip kalbiyle iman etmeyen kimse, Allah Teâlâ katında mümin olmaz. İmam-ı Azam rahmetullahi aleyh
Sayfa 27
Reklam
Hakkı Mercan
Namazdaki huşu kâlden ziyade haldir. Müslümandan beklenen, namazdaki bu halin günün diğer saatlerine de sirayet etmesidir.
Sayfa 17
Gavs-i Sani (ks)
Dr. Uğur Bey yakın hizmetindeydi. Ayrıca haber programlarını dizüstü bilgisayarda hazırlıyor, özetliyor, güzel şekilde sunuyordu. Bir seferinde haberde bir sporcu olayı vardı. "Bunu bize niye gösteriyorsun" dedi Gavs hazretleri. Bu olay nasıl hareket etmemiz, nelere dikkat etmemiz gerektiği konusunda bizim için çok ibretlik... Mübarek her işi takva üzere yapmamızı murat ediyordu. Dünya ve ahirette fayda vermeyecek işlerle ilgilenmiyordu.
Burak Şalkamcı
Merhum Mehmet Ildırar anlatıyor: "Ey derviş! Niçin tarikata girdin? Hakkıyla Allah'a kulluk için, hakkıyla emrine itaat için, hakkıyla günahlardan kurtulmak için. Bu olmazsa tasavvuf da boş. Allah Teâlâ'nın huzuruna beş dakika hiçbir şey getirmeden çıkamıyoruz. Yani kalbimizi namaza veremiyoruz. Namazın bâtini noksanlıkları bir yana dursun, kıyam olmuyor, secde olmuyor, ayakların duruşu olmuyor. Abdest ise yüzbinlerce yamalı. Ahval bozuk. Şu halde ey sofi! Dervişlik (sadece) bir hikâye olmasın!"
Sayfa 45
Kemal Yıldız
"Su gibi aziz ol" diye dua edilir. Su gibi değerli ol, su gibi insanların kederlerini gider, ama sana hiçbir keder bulaşmasın. Su gibi...
Sayfa 38
Reklam
Serdar Tuncer
"Önce tekke, sonra Mekke" diye tevekkeli buyurmamış kudema. Eskiden hacca gidene sorarlarmış: "Rabbinin beytine mi gidiyorsun, beytin Rabbine mi?"
Sayfa 53
Hazreti Ömer (ra)
Bir toplumun geleceği ve yarınlara bıraktığı en büyük miras çocuklardır. Onların hem dünyevi hem uhrevi işlerde güzelce eğitilmesi en önemli sorumluluklardandır. Çocuklara gereken eğitim ve terbiyeyi vermeyen toplumlar yıkılmaya ve yozlaşmaya mahkûm olurlar. İşte bu durumun ziyadesiyle farkında olan Hz. Ömer (r.a) efendimizin Medine-i Münevvere'de çocuklara yönelik uyguladığı eğitim faaliyetleri de çok önemlidir. Zira o, hür ya da köle ayrımı yapmaksızın her çocuğun eğitim almasına olanak tanımıştır. Onların okuma yazmaları, Kur'an-ı Kerim öğrenmeleri, Arap diline, şiir ve atasözleri gibi çeşitli ilim dallarına hakim olabilmeleri, yüzme, binicilik, atıcılık gibi dallarda eğitilmeleri için görevliler tayin etmiştir. Hatta eğitim alan çocuklara devlet hazinesinden maaş bağlatarak eğitim faaliyetlerinin desteklenmesine katkı sunmuştur.
Sayfa 41
ZULM İLE ABAD OLANIN AHİRİ BERBAD OLUR
Peygamberimiz (s.a.v) çocuklar için "cennetin çiçekleri" (İbn Mâce, Kader, 82) . Bugün Gazze'de, cennetin çiçekleri soluyor. "Zulm ile abad olanın ahiri berbad olur" demiş büyükler. Tarih kitapları ahiri berbat olan zalimlerin hikâyeleriyle dolu. Allah Teâlâ elbette bu kötülüğün hesabını soracak. Duamız ve niyazımız o ki, Yüce Allah ebabil kuşlarını göndermeden âlem-i İslam elini değil, bedenini taşın altına koysun ve tüm mazlumlar için umut olsun. Aksi takdirde, mazlumun zalimden intikam alacağı o çetin günde, Rabbimiz "Ne yaptın?" diye sual eylediğinde verecek cevap bulamayız.
Sadettin Ökten
İkinci Dünya Savaşı'nda yahudiler büyük zulüm gördüler, bu bir realite. Batılı düşünürler dediler ki eğer tanrı olsaydı -burada tanrı kelimesini özellikle kullanıyorum- bu zulme izin vermezdi. Demek ki tanrı yok, dediler. Bu "logic" bir tanrı anlayışıdır. Müslüman böyle düşünmez. Der ki bu bir imtihandır, ben acaba ne yaptım da bu imtihana müstahak oldum. Burada da bizimkiler "layık" kelimesini kullanıyorlar. "Layık" müspet şeylerde kullanılır. "Müstahak" kullanılır böyle menfi şeylerde. "Ben ne yaptım da..." Böyle düşünür. Dolayısıyla sizin sorunuzdaki mesele de böyledir. "Cenab-ı Allah böyle takdir etmiş" der müslüman. Peki, ne yapacağım? Gayet net, kulluğa devam edeceğim. Nasıl yapacağım? Hz. Peygamber'in (s.a.v) Mekke devrindeki gibi... Bu çok enteresandır; Mekke devri başka, Medine devri başka. Mekke devrinde Hz. Peygamber (s.a.v) sebat ediyor, sabrediyor, dua ediyor. Medine devrinde devlet kuruyor. Günümüz, müslümanlar için Mekke devri gibidir. Yani bakacaklar, dikkat edecekler, ibadet ve taati bırakmayacaklar. Sadece bizim bildiğimiz zahirî ibadetleri değil, kalbin ibadetlerini de bırakmayacaklar ve istimdat edecekler.
Sayfa 30
Ali Bağcı
Hz. Aişe (r.anha) validemiz "Ömer anılınca adalet anılmış olur, adalet anılınca Allah anılmış olur, Allah anılınca da rahmet iner" (İbn Asâkir, Târîhu Medîneti Dimeşk, 44/380) buyurarak Hz. Ömer'in (r.a) en belirgin vasıflarından biri olan adalet vasfına vurgu yapmıştır.
Sayfa 40
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.