"Misâl-i âb ederiz nîk ü bedle âmizeş
Bu kâr-gehde mu'ayyen mizâcımız yokdur."
~Nâbî
[Su gibiyiz. İyi ile de geçiniriz, kötü ile de.]
Tadı tuzu yerinde, usta işi ve üzerinde iyi düşünülmeye değer bir beyt. Su gibiyiz diyor.
Su nasıldır?
Rengi yok, şekli yok, girdiği kabın seklini alır, karakter atmaz, “Ben oraya girmem.” demez, tepeyle karşılaşsa aşmak derdinde olmaz, usulca dibinden dolaşır. Hem görünmez hem görünür. Her hâliyle güzeldir; deniz iken de, akarken de, dururken de, damla iken de, ıslaklık hâlinde iken de, donmuş iken de, sıvı iken de, buharlaşmış iken de. Her hâliyle güzeldir.
Gerçekten güzeldir. Vazgeçilemezdir. Kimse onsuz yapamaz, iyiler de kötüler de. Yumuşaktır. Ama en sert maddeden daha sağlamdır. Çelik bıçakları parçalayan granitleri, mermerleri onunla keserler. Sen ona bir şey yapamazsın. Kesemezsin, kurşunlayamaz, kıramazsın; o sana her şeyi yapabilir, varlığıyla hayattır ve yokluğuyla ölüm. Bir damlası donduğu zaman genleşecek saha bulamasa kayayı patlatır. Güzeldir evet, yani cemâl sâhibidir ama celâl sahibidir de; coştuğu, dalgalanmaya başladığı zaman transatlantikleri yutar. İçmeyen ölür ama içine düşen de ölür. Bütün rızıklar ona bağlıdır.
Ve...
"İyi insan 'su' gibi olmalı" denmiştir.
Yani aranmalı, özlenmeli, onsuz olunamamalı.