İstanbul
Bir akşam, küçük dayım, "Koş bacaksız" diye bağırmıştı, "Kitaplıktan büyük atlası al, gel!"
Şimşek gibi gidip geldim.
"Dünya haritasını aç!"
Açtım.
"Asya'nın en doğu noktasını bul!"
Honda Adası'nın en doğusundaki küt burnu gösterdim.
"İşaretle!"
İşaretledim.
"Şimdi de Amerika'nın en batı noktasını göster!"
Çabucak gösterdim.
"Alaska Yarımadası'nın şu sivri burnu."
"Aferin. Şimdi bu iki noktayı bir çizgiyle birleştir."
Birleştirdim.
"Şimdi sıra Avrupa'nın en kuzey noktasına geldi."
"İşte, Kuzey Buzdenizi'nin en kuzeyindeki şu adacık, dayı."
"Güzel. Şimdi aşağıya kay, Afrika'nın en güneyindeki noktayıda işaretle bakayım."
İğneler Burnu'nu işaretledim.
"Çek bir çizgi, bu iki noktayı da birleştir."
Birleştirdim. Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Çizgiler tam İstanbul'un üzerinde kesişmişti. Dayım bir sihirbaz gibi güldü.
"İstanbul bu işte! Dünyanın merkezi. Tarihin dörtyol ağzı. İnsanların harman olduğu yer. İstanbul'un birçok adı vardır. Bence en anlamlısı, Ümm-ü Dünya, yani Dünyanın Anası. Bakırköy, bu ananın has kızıdır!"
Sayfa 6 - Bilgi Yayınevi
"Peki, babamın mezarı nerede babaanne?"
"Şehidin mezarı, anasının yüreğidir çocuk."
Sayfa 8 - Bilgi Yayınevi
Kurtuluş Savaşı
"Affedersin, bir yaramazlık mı var bey? Canın sıkkın."
"Evet."
"Kötü bir şey mi?"
"Çok."
"Nedir?"
"Yunan ordusu yine harekete geçmiş."
"Bir daha köteği yer, dönerler."
Sayfa 38 - Bilgi Yayınevi
Yunan İşgali
"Erkeklerin bile ağlamaktan utanmayacağı günler vardır çocuk. Şimdi o günlerdeyiz."
Sayfa 39 - Bilgi Yayınevi
Yunan İşgali
"Düşman arife günü, Ankara'ya doğru yürüyüşe geçmiş. Ne acı bir bayram bu!"
Sayfa 43 - Bilgi Yayınevi
"Korkma insancık." dedi, "Korkma! Göreceksin, her şey yeniden güzelleşecek!"
Sayfa 66 - Bilgi Yayınevi
"Çocukluk aşkı kızamık gibi gelir, geçer."
Sayfa 92 - Bilgi Yayınevi
Yunan Mezalimi
"Halk hem sevinçten ağlıyor, hem üzüntüden. Gitmişler ama birçok yerde, bağları, zeytinlikleri bile ateşe verip de öyle gitmişler! Kimi yerde hayvanları vurmuşlar, evleri yakmışlar, kadınları kirletmişler. Nice erkeği birlikte sürüklemişler. İnsan yapmaz bunu. Şeytan işi bu."
Sayfa 130 - Bilgi Yayınevi
"Aşkın tadından ve acısından habersiz insanlar, ne kadar yavan oluyorlar."
Sayfa 132 - Bilgi Yayınevi
"Saltanat milletinmiş. Laf! Boş laf! Bu cahil millet başında bir padişah olmazsa, çobansız sürüye döner!"
Sayfa 137 - Bilgi Yayınevi
"Hayatın biraz da ölüm olduğunu öğrenmiştim artık."
Sayfa 146 - Bilgi Yayınevi