Alan W.Watts bir yerde şöyle yazar: "Alışılmış şeylerden kurtulmayı istemek onları aşağılamak değil, onlarca aldatılmaya boyun eğmemektir." Bu sözü sürekli tekrarlamak gerekir.
Hislerin farkında olmakla, onları değiştirmek için harekete geçmek arasında mantıksal bir fark olsa da, Mayer uygulamada bu ikisinin el ele gittiğini görmüştür: Berbat bir ruh halinin farkında olmak, aynı zamanda ondan kurtulmayı istemek anlamına gelir.
Canınızı sıkan bir düşünceden kurtulmak istemek gayet
normal. Hatta tüm yaşamınız boyunca yapmaya çalıştığınız
şeyin bu olduğu düşünüldüğünde, bu beklenen bir durum.
Ancak bir şeyden kurtulmayı istemekle, bu şeyle aktif olarak
mücadele içinde olmak oldukça farklı şeyler. Farz edelim,
artık istemediğiniz eski bir arabanız var ve en az bir ay boyunca
arabanızı satma şansınız olmayacak. Hem arabadan
kurtulmak isteyip hem de hala arabanın sizde olduğunu kabul
etmek mümkün. Sırf hala bu eski araba sizde diye, arabanın
camını çerçevesini indirmeniz, kendinizi mutsuz etmeniz veya
her gece içip sarhoş olmanız gerekmiyor.
Üçüncü haftanın sonunda, öğle saati zengin baba çalıştığımız yere çıkageldi. Mağazaya girince Bayan Martinde kucaklaştı. İşlerin nasıl gittiği hakkında bilgi aldıktan sonra dondurma dolabına yönelip içinden iki çubuk dondurma çıkardı, parasını ödedi, Mike’la bana işaret etti. Hadi gelin çocuklar, şöyle bir dolaşalım.
Elindeki dondurma çubuklarını
"Bir yandan geleneksel yapıyı sürdürmeye çalışırken, diğer yandan kentin içine nüfuz etmeye çalışarak dışlanmışlık duygusundan kurtulmayı istemek, geçiş toplumunun yaşadığı çelişkilerin temelini oluşturmaktadır."