Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Betül Zehra

Mehmed Âkif merhum, kızının nikâh akdine çok sevdiği ahbâbından olan Bosnalı Ali Şevki Efendi’yi de dâvet etmişti. Yaşlı hoca efendi bu dâvete biraz geç geldi ve gecikme sebebi olarak da, Vefâ Yokuşu’ndan çıktığını söyledi. Merhûm Âkif de, bu yerinde mâzereti, yerinde bir hakîkatle mezcederek mütebessim ve mânidar bir şekilde şöyle dedi: “Hangi Vefâ Yokuşu’ndan bahsediyorsun hoca efendi? Nesl-i hâzır (şimdiki nesil) o yokuşu çoktan düzledi…” Merhûmun hüzünle dile getirdiği ve âdeta “âh vefâ” dercesine ifâde ettiği gerçek, insanoğlunun en çok muhtaç olduğu vazgeçilmez bir haslettir. Bu hasleti gerçekleştirmenin güçlüğünü ifâde sadedinde Vefâ Yokuşu’nu çıkmanın güçlüğüne âit sözden istifâde sûretiyle telmihte bulunan Âkif merhum, bugünkü cemiyetimizi görse kimbilir nasıl feryat ederdi… Bugün, insanlar izleri silinmiş iyilikleri hatırına bile getirmemekte ve ekseriyetle “vefâ” kelimesi, âdeta ve sırf İstanbul’da bir semt adı olarak kalmış bulunmaktadır. (
Osman Nuri Topbaş
Osman Nuri Topbaş
, Gönül Bahçesinden Son Nefes, Erkam Yay.)
Reklam
Yoksa iman edip dünya ve âhirete yararlı işler yapanları yeryüzünde fesat çıkaranlarla bir mi tutacaktık? Yahut günah işlemekten sakınanları günaha batanlar gibi mi sayacaktık? (Sâd, 28)
İnsan, dostunun dinî yaşantısından etkilenir. O halde herkes kiminle arkadaşlık ettiğine bir baksın. (Ebû Dâvud, "Edeb", 19; Tirmizî, "Zühd", 45)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İmanın tadını alan bir mü’min, gönlünde Allah’a, İslâm’a ve Peygamber Efendimiz’e beslediği muhabbet ve rızâ hâli sebebiyle, yabancı görüş, düşünce ve ideolojilere heves etmez. Sağdan soldan esen fânî ve nefsânî rüzgarlara kapılmaz. Çünkü o, kendi inancının bütün inançlardan üstün olduğunu bilir ve bunun itmi’nân ve huzûru içinde yaşar. Nefsi mutmain ve gönül âlemi muhabbetle doludur. Bu sebeple, İslâm’dan başka hiçbir görüş ve düşünceye tenezzül etmez. Alnı açık bir şekilde inancını yaşar, bu hususta kimsenin kınamasına ve ayıplamasına da aldırmaz.
"Ey insanlar! Ölü iseniz kabre girin, deli iseniz tımarhaneye, çocuksanız mektebe gidin. Eğer kul iseniz, kulluk şartlarını yerine getirin." / Şakîk-i Belhî (k.s)
Reklam
Ne şaşılacak şeydir ki diller tavsif eder, kalbler bilir, ameller ise aksini yapar. / Hasan-ı Basrî
"Allah’ın size lütfu ve rahmeti ulaşmasaydı ve Allah tövbeleri devamlı kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı haliniz nice olurdu?" (Nûr, 10)
“Elde tesbih, dudakta tevbe, kalb ise günahların şevk ve muhabbeti ile dolu olursa, o masiyet ve günahlar, kişinin tevbe ve istiğfarı ile alay ederler.” 
Saib Təbrizi
Saib Təbrizi
Evlâdım hayatını öyle güzel değerlendir ki, yarın öleceksin deseler programında bir değişiklik yapmayasın.
Osman Nuri Topbaş
Osman Nuri Topbaş
"Ey insan! Aynadaki son nakşa bak! Bir güzelin ihtiyarlığındaki hâlini ve bir binanın günün birinde harâbe hâline geleceğini düşün de aynadaki yalana aldanma!.."
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Reklam
Sözünüzü ister gizleyin isterse açığa vurun; unutmayın ki O, kalplerin içindekini bilmektedir. Yaratan bilmez olur mu? O, bütün inceliklerin farkındadır ve her şeyden ­haberdardır. (Mülk Sûresi, 13-14. âyet)
Dünya, Allâh’ın hazineleri içinde bir toz zerresi bile değil. O hâlde dünyadaki en büyük kazanç, Cenâb-ı Hakk'ın rızâ ve muhabbetidir. Bunu kazanan, dünyada bir dikili çadırı olmasa bile her şeyi kazanmış, bunu kaybedense bütün dünya onun olsa bile her şeyi kaybetmiş demektir.
Osman Nuri Topbaş
Osman Nuri Topbaş
Kulun bu imtihan dünyasında edineceği en hayırlı dost ve en vefâlı sırdaş; onunla her an beraber olan, onu kabirde ve âhirette bile terk etmeyecek olan Cenâb-ı Hak'tır. Bu sebeple mü'min, fânîlerin iltifatına da kınamasına da aldırmayıp Hak Teâlâ'yı râzı etmeye bakmalıdır.
Osman Nuri Topbaş
Osman Nuri Topbaş
Kur’an’ın gerçek olduğu kendileri için apaçık belli oluncaya kadar onlara çevrelerinde ve kendilerinde bulunan kanıtlarımızı hep göstereceğiz. Rabbinin her şeye tanıklık etmesi (onlar için) yeterli değil midir? (Fussilet suresi 53. âyet)
Hevâ kalbe galebe çaldığında, kişi daha önce çirkin gördüğü şeyleri güzel görmeye başlar. (İbn Batta, el-İbânetu's-Suğrâ, s. 62)
"Her duânın karşılığı, en doğru zamanda verilecektir." - Hz. Ali (r.a)
Reklam
"Rabb'im! Ben sana ettiğim dualarda hiç eli boş dönmedim." | Meryem Sûresi 4. Âyet
"Haramın en zoru başıdır, sonra kolaylaşır, sonra sıradanlaşır, sonra alışılır, sonra tatlanır, sonra kalbe yerleşir, sonra da kalp başka bir haramı arar." - İmam Şâfiî (Rahimehullah)
Susmak, seni başkalarının zihinlerinde yürümekten korur.
Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde, "Doğrusu biz Allah'a aidiz ve kuşkusuz O'na döneceğiz" derler. (Bakara, 156)
İdrak kulağından gaflet pamuğunu çıkarmayana nasihat kâr etmez.
Aziz Mahmud Hüdayi
Aziz Mahmud Hüdayi
''Allah'ım! Yaratılışımı güzelleştirdiğin gibi ahlâkımı da güzelleştir.'' (İbn Hanbel, el-Müsned l, 403)
Reklam
Âlemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Tekvîr Sûresi / 29. Âyet
''Zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur.''
Cemil Meriç
Cemil Meriç
Bitmeyen Gece
Bir zaman karnımı doyuran toprak Üstüme gölgelik, altıma yatak. Hiç ümit etmezken olacağa bak; Nihayet ağzıma gözüme doldu. Ve işte dünyada en son arkadaş Başımın ucunda dikili bir taş. Bitti, doğduğum gün başlayan savaş, Kâinat benimle beraber öldü..
Abdurrahim Karakoç
Abdurrahim Karakoç
Yoldaki kutlu gün
Gün gelecek Ne zâlimler kalacak ne zulüm Ve o günler yoldadır gülüm Hak ayağa yekinecek.
Abdurrahim Karakoç
Abdurrahim Karakoç
Altınoluk Dergisi / Ağustos 2015 / Sayı: 354
İnsan, sayısız nîmetlere gark olmuş bulunsa da, bu nîmetler üzerinde lâyıkıyla tefekkür etmediği takdirde, hiçbir şeyi yokmuş gibi bir iç sıkıntısı, stres ve kasvet hâli yaşar. Bu hâl günümüzün en mühim problemlerinden biridir.
Osman Nuri Topbaş
Osman Nuri Topbaş