Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İclâl

Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır... Bu da gösterir ki, zaman ve mekân, insanla mevcuttur!
Reklam
Benim çocukluğumun belli başlı imtiyazı hürriyetti. Bu kelimeyi bugün sadece siyasî mânasında kullanıyoruz. Ne yazık! Onu politikaya mahsus bir şey addedenler korkarım ki, hiçbir zaman mânasını anlamayacaklardır. Politikadaki hürriyet, bir yığın hürriyetsizliğin anahtarı veya ardına kadar açık duran kapısıdır. Meğer ki dünyanın en kıt nimeti olsun; ve bir tek insan onunla şöyle iyice karnını doyurmak istedi mi etrafındakiler mutlak surette aç kalsınlar. Ben bu kadar kendi zıddı ile beraber gelen ve zıtlarının altında kaybolan nesne görmedim.
Yeni bir elbise giyen adam az çok benliğinin dışına çıkmışa benzer: Kendinden uzaklaşmak, ona bir değişikliğin arasından bakmak ihtiyacı, yahut "Ben artık bir başkasıyım!” diyebilmek saadeti

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sahibinin en mahrem dostu olan, bileğinde nabzının atışına arkadaşlık eden, göğsünün üstünde bütün heyecanlarını paylaşan, hülâsa onun hararetiyle ısınan ve onu uzviyetinde benimseyen, yahut masasının üstünde, gün dediğimiz zaman bütününü onunla beraber bütün olup bittisiyle yaşayan saat, ister istemez sahibine temessül eder, onun gibi yaşamağa ve düşünmeğe alışır.
Öteden beri Cenab-ı Hakk'ın insanlara bu hayatı yazmak için değil, iyi kötü yaşamak için bahşettiğine inananlardanım. Zaten yazılmış şekli mevcuttur. Nezd-i İlâhî'deki nüshasından, kaderimizden bahsediyorum.
Reklam
…delikanlının kaşları arasına bir bulut çökmüştü ve gözlerinde memnuniyetsizliğin gerilimi vardı. March'ı içinde uyutmak, huzura kavuşturmak istiyordu. Onu içinde huzurla uyutmak istiyordu. Oysa kadın kendi uyanıklığının geriliminden ölmek üzereydi. Ve ona rağmen uyumuyordu: Hiçbir zaman, asla uyumuyordu.
İster kendi mutluluğunuzun ister bir başkasınınkinin peşinde olsun, mutluluk arayışının tüm tarihçesi bundan ibarettir. Çok fazla çabalarsanız akıbetiniz daima ama daima, ister istemez düşeceğiniz dipsiz ve feci bir hiçlik duygusu olacaktır.
Neden karşı kıyıyı tercih ediyorum? Daha uzun ağaçlar ve çimenler olduğu için mi acaba? Hiç de değil. Güneşin bir avare misali bütün gün üstüne yayılıp yatabileceği çıplak toprakları severim ben. Karşı kıyıyı belki de karşıda olduğu için seviyorumdur; benim olmadığı, her akşam dönmek zorunda olduğum taraf olmadığı için
Başkaları benim burnu havada, gururlu, memnun olduğumu düşünürlerken ben, hayatımı daha az aşağılık, ruhumu daha az iğrenç hale getirmenin bir çaresini arıyorum sadece. Sadece bir konuda ara sıra burnu büyüklük yapıyorum: kendimi samimiyetle ve yoğun biçimde aşağılayışımda.
…dünya bir konuşmadan başka bir şey değildir, uzun ve karmaşık, devasa, belirsiz, asırlık, yanıt bekleyen bir konuşma. Insanlara bir şey söylemek isteyen birisi var ve o, insanların dilinden anlamıyor, O semboller, nesneler, olaylar, hadiseler aracılığıyla konuşuyor. Evren onun konuşması, et olan, toprak olan, bitki olan, güneş olan ise kelimesidir; hiçbirinizin onu dinlemediği ya da anlamadığı yüzyıllar boyunca gökten yere inen gizemli kelimesidir.
Reklam
Şu anda, gece yarısında, soluklar ve kalp atışlarıyla dolu sessizliğin içinde yazı yazarken bile kendimi yalnızmışım gibi hissediyorum, insanların arasında, dünyanın ortasında telafi edilemez biçimde yalnız: evrenin ortasında duran tek bir kişi. Gerçekten de...
Kaçan Ayna’dan 4 yıl sonra aynı alıntıda buluşmak
Nihayet, kimsin sen, diye sordum kendi kendime ve bu sorunun ağırlığını ve büyüklüğünü fark eder fark etmez geriye kalan her şey yok oldu. Ne hakaretleri ne kahkahaları ne de herkes tarafından terk edilişleri hatırladım. Diğerlerinden ayrılınca kendi kendimle yüz yüze geldim ve bütün alışkanlıkları ve başkalarının benim hakkımdaki düşüncelerini unutmak istedim
Gülümsedi gibi geldi bana fakat insanlar daima, hiçbir şey anlamadıkları zaman gülümserler
Şimdi, şimdiki ben, geçmişteki beni küçümsüyor; o zamanlar kendimin üstün insan, yüksek ve soylu varlık, evrensel bilgin, beklemedeki deha olduğuna bugüne göre daha fazla inanıyordum bir de. O zamanlar geçmişteki beni, cahil ve henüz işlenmemiş çocuk beni küçümsediğimi hatırlıyorum. Şimdi küçümseyeni küçümsüyorum. Ve bütün bu küçümseyenler ve küçümsenenlerin adı aynıydı, aynı bedende yaşadılar, insanlara tek bir canlı olarak göründüler. Şimdiki benden sonra bir başkası oluşacak ve benim dünkünü yargıladığım gibi o da bugünkü kişiliğimi yargılayacak. Kim bana merhamet gösterecek ki ben kendi kendime göstermiyorsam?
750 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.