Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İclâl

Musa'nın Uykusu
Musa'nın Uykusu
kitabı hakkında, Yazar
Tuğba Doğan
Tuğba Doğan
bir röportajında kitabı yazarken dinlediği müzikleri şöyle sıralamış… Paylaşmak (ve bir de arşivlemek) istedim -The Fountain dediği an kalbimi çaldı, kitabın mistisizmine öyle anlamlı uyuyor ki tınıları- “Musa'nın Uykusu'nu yazarken en çok Anouar Brahem'in "Le Pas Du Chat Noir", "The Astounding Eyes of Rita” ve “Thimar” albümlerini, Olafur Arnalds'ın "Living Room Songs", Myriam Alter'in "Where is There” albümlerini, Darren Aronofsky'nin The Fountain filminin Clint Mansell'e ait soundtrack'ini ve Zbigniew Preisner'in, Kieslowski'nin Renkler üçlemesinden Bleu için yaptığı soundtrack albümünü dinledim.”
Reklam
Eskiden böyle etkinlikleri çok yapardık belki hâlâ vardır da ben denk gelmiyorumdur. Bir şansımı deneyeyim istedim. Bu sene için elimde iki tane tuğla var okumak isteyip biraz tırstığım.
Yaşam ve Ölüm Yorgunu
Yaşam ve Ölüm Yorgunu
Teke Şenliği
Teke Şenliği
Aynı şekilde olan varsa etkinlik gibi okuyabiliriz belki, o uzun zamandır bekleyen listeye bir tik atmış oluruz? Ne dersiniz?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir kesit üzerine / düşünsel karalamalar
Bir filme ait kesit gördüm sosyal medyada dolanırken. Kadın adama birlikte olmayı teklif ediyor, adam evliyim diyerek reddediyor. Kadın nedenini sorunca adam karısına aşık olduğunu söylüyor... Aslında çok romantik ve güzel geliyor kulağa. Sadakat. Bağlılık. Sevgi. Aşk... Ama zihnimi tırmalayan bir şeyler var yine de. Sadakatin kişinin sahip
The Boy The Mole The Fox And The Horse
"Yardım istemek vazgeçmek değildir" dedi at. "Vazgeçmeyi reddetmektir!"
The Boy, the Mole, the Fox and the Horse
The Boy, the Mole, the Fox and the Horse
Reklam
Ah.. Baksana biz olmuşuz. Kaç kişi? Umurumda değil. Her an ağlayabilirim. Kim? Ben. Sen hangisisin? Ne dedin, sesin gelmiyor. Uyu artık saat geç oldu. Hayır uyuyamam, zihnim çok dolu. Didik didik edip mahvediyorsun kendini, bir taraflarından acı çıkarıyorsun. Ağlamak istiyorum. Yine mi geldin sen? Uyuyalım ne olur? Hayır düşünelim, yazalım daha
Sıradan
hizliresim.com/dq0pam0 Rutin. Büyük şehirler bir hafta içi sabahında rutini hatırlatır genelde. Trafik. Telaş. Acele. İşe, okula giden insanlar. Sıradan. Olması gerektiği gibi. Ezbere. Bu fotoğrafı çekerken ekstrem bir durum yoktu. Yakından geçen bir ambulans veya polis arabası yoktu. Deprem olmadı. Bir çığlık da duyulmadı. Olanca sıradanlığıyla bir çarşamba sabahıydı. Olabilecek en aykırı şey bir kadının durduk yere iki anayol arasındaki ince yolda, kalabalıkta ve kırmızı ışık yanarken yere eğilerek yeşil ışık yanana kadar küçük bir kıza sarılmasıydı. İkisinin yüzünde de hüzün ve gözyaşı yoktu. Önceki gün yaşadıkları olası dramatik olayları düşündürecek bir ipucu da yoktu. Öylesine sıradandı. Bu eylemin yerinin tam da burası olduğunu düşündürecek kadar sıradan. Neden tersini düşündüğünüzü sorgulatacak kadar sıradan. Ama aynı zamanda, sıradan ve ciddi bir çarşamba sabahında yüzde bir tebessüm oluşturacak kadar özel.
65 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.