İnsanların beyinlerindeki bir damarı patlatmadan böyle bağırabilmeleri bana hep sağduyuya bir meydan okuma gibi görünmüştür. Ama belki de bundan en büyük zararı kendi sağduyuları görmektedir.
Hiçbir şey söylemeden bir hasmın etrafında dönmek çok etkileyici bir sinir savaşıdır. İnsanın ensesi yanar, avuç içleri terler, düşünceleri karmakarışık olur, nefesi kesilir ve kendi kokusu kendini rahatsız eder.
Savaş olsa da olmasa da, bir gün önce dans ettiğiniz insanların üzerine ateş etmek istemezsiniz. Birçok çatışmada, çok sayıda merminin boşa gitmesi, obüslerin hedeflere düşmemesi işte bu yüzden olsa gerektir.
Benim rahatıma dokunmadıkça, bağımsızlığınız sizin olsun ve ne isterseniz yapın onunla. Ben tüfek mermilerinin izlediği yoldan geçen bir bağımsızlık istemiyorum. Savaşın her türlüsünü gördüğüm için barış içinde yaşamamızı sağlayacak her güçlüğe gerektiğinde severek katlanırım.
Savaşı ender rastlanan bazı sapıklar çekici ve romantik bulur sadece. İnsanların çoğunun gözünde savaş olduğundan başka bir şey değildir. Pislik, çamur, acı, korku, tekdüzelik.
Ümit Koçer tarafından yapılan Orijinal Adı "The Bloddy Road To Death" olan Savaş Romanı türü kitap
Ölümün Kanlı Yolu. 2.Dünya Savaşı öncesi Almanya' da yaşayan işsiz bir Danimarkalı olan Yazar dönemin Alman ordusuna yazılır ve Almanya'nın yönetimi Hitler ve ekibinin eline geçince firar teşebbüsünde bulunur ve yakalanır. Yetkililerce Ceza Taburu olarak kurulan ve 2. Dünya Savaşı sırasında cephenin en tehlikeli yerlerine sevk edilen ve kendi deyimince "Lanetliler Taburu" adını alan birliğe sevk edilir ve bu birlikte görevlendirilir. Görev yaptığı ve kendi deyimi ile Lanetliler Taburu olan ve suçlulardan oluşan bu birlik ile 2. Dünya Savaşı sırasında bir çok yerde görev yapar ve hayatta kalmayı başarır. İşte bu görev yaptığı sıralarda yaşadığı olayları savaş sonrası kaleme alarak kitaplaştırır. Orijinal Adı The Bloddy Road To Death olan kitap ilk defa 1977 yılında basılır. Ülkemizde ise e Yayınları tarafından Kasım 1990 yılında basımı yapılır. Yazar, serinin 10. olan kitabında kısaca; doğu cephesi ve Balkanlarda Lanetliler Taburunda sağ çıkmayı başarabilen! yazar ile birlikteki cephe arkadaşlarının buradaki yaşadıkları ve yaşattıkları yine müthiş satırlara dökülmüş. Serinin devamı gibi olan bu kitapta öncekiler gibi savaşın vahşetini ve insanların savaş sırasında nasıl insanlıktan çıktıkları gözler önüne serilmiş. Keyifli! okumalar dilerim...