Enformel tarih olarak okunması gerekli bir kitaptır. Sven Hassel ve arkadaşlarının Rusyadan Normandiyaya dek çok sayıda cephede savaşırken başlarından geçen olayları biraz da abartılı bir dille anlatır. Aralara koyduğu tarihi anekdotlarla kolay ulaşılmayacak verileri de okura sunan yazarın seri halde çıkan kitaplarının ilk kitabıdır Lanetliler Taburu. Savaşla ilgili olarak konuşmak isteyen herkesin önce bunları okuyup sonra da düşünmesi tavsiyedir. Kolay konuşulan zor şeyler için çok sabırsız olmamak gerek... Sven Hasselin bu kitapları E Yayınlarından çıkardı. Şu an sadece sahaflardan bulunabiliyor veya stoğunda kalmışsa ve şanslıysanız eğer kitapçılarda rastlayabilirsiniz
İntikam saati çalmış olmalıydı onlar için.
Gece geç bir saatte, iki bin kişilik uzun bir sıra halinde toplanarak, süvarilerin sıkı denetimi altında doğuya doğru yürüyüşe geçirildik. Sıradan dışarıya çıkmak kesinlikle yasak edilmişti ve idrarımızı yürürken pantolonumuza boşaltıyorduk. Karın içinde yuvarlananları kırbaçla ayağa kalkmaya zorluyorlardı. Eğer kalkamayan olursa, bir süvari kılıcıyla şişleniyordu. Üç günlük bir yürüyüş, bizi koca bir hangarın içine yığıldığımız, Kimry köyüne getirdi. Klin’den ayrılmamızdan bu yana hiç yemek yememiş olmamıza rağmen, burada bize verdikleri yiyecek o kadar kötü kokuyordu ki, hiçbirimiz yiyemedik.
Gardiyanlarımızı,hiçbir şekilde suçlamak istemiyorum.Onlar da, kendilerinin yaratmadıkları bir durumun kurbanlarıydılar,ve bir açıdan,kurbanlarından daha çok zarara uğradılar:Çünkü,vicdanları çürük içinde kaldı.
Savaş zamanında,bir arkadaş çok değerli,çok özel bir şeydir.Büyük kargaşalık içinde,herkesin kendi yalnızlığına gömüldüğü bir sırada elde edilmiştir o ve her an yitirilebileceği bilindiğinden,değeri tam olarak ölçülür...
İnsan kendisini o kadar yalnız görür ki,ölüme doğru bir hasret,tutkuya dönüşen bir istek duymaya başlar.Uyuyup herşeye bir son vermek,uykuyu kabullenip bir daha hiç uyanmamak düşüncesi son derece tehlikeli bir çekicilik kazanır.