soğuk şehirlerin dibinde, iki yaka arası dumanı insanı boğan hüzünlü gecelerde...
buğulu camların ardından ayazın, kasvetin ve deriyi tedirgin eden rüzgarın hışırtısı ile boğum boğum karanlık sokakların ardında debelenmek
kırılmış, tarumar bedenler, keskin sözler, bıçak sırtı bolca virgüller dolu yazılar
isimsiz kalmışlar, yurdundan sürülenler, güneş beklerken yağmurla islananlar
yok bir hükmü yok bir hazzı laubalilik eder biraz