Bugün İslam âleminin dert, sıkıntı ve sancılarının altında yatan en önemli saiklerden birisi, hiç şüphe yok ki, meyl-ür rahat değil midir?
Kanunî Sultan Süleyman ile sütkardeşi Yahya Efendi arasında geçen bir olay, bu meseleye ibretli bir misaldir.
Bir gün Kanunî Sultan Süleyman Yahya Efendi’ye bir mektup göndermiş. Mektubunda“Bir devlet hangi halde çöker?” diye sormuş.
Yahya Efendi, sorunun cevabını gönderdiği mektubunda çok beliğ bir biçimde ifade etmiş: “Neme lazım be sultanım!” Sultan, mektubun cevabını görünce önce çok şaşırmış.
Yahya Efendi gibi bir zat niçin böyle yazdı, diye düşünmeye başlamış. Daha sonra, cevabın çok hakimane olduğunu anlamış, mesajı almış, Yahya Efendi’nin düşüncesini tasdik etmiş. Evet, perişaniyetimizin sebebi “Neme lazım!” değil midir? Lakaytlık ve laubalilik, hep “Neme lazım!” kelimesinden kaynaklanmıyor mu?
Bir memlekette “Neme lazım” cılar çoğaldıkça o memleket çökmez, yıkılıp gitmez mi?.