Bu kitap normalde okuduğum kitaplardan oldukça farklı bir konuyu ele alıyordu. Kitapta iki mektup arkadaşının mektuplarını okuyoruz. Ama ikisi de değişik ve çok düşük ihtimalli hastalıklara sahip. Birbirlerine hayat tecrübelerini anlatıyorlar ve hayata sıkı sıkı tutunmayı öğretiyorlar. Bence çok tatlı bir kitaptı hatta reading slump kitabı diyebiliriz. Her yaştan insan okuyabilir ve kitabı güçlü bir empatiyle okursanız karakterlerin hislerini daha iyi anlarsınız.
Hiçbir şey bize dokunmuyor, artık iyi ve kötü için sorumlu değiliz. Dünyevi endişelerin çok, çok üzerinde duruyoruz, her insan kendi için yaşıyor. Birbirimizle konuşmuyoruz çünkü bu sıkıcı. Hiçbirimiz hiçbir şeyi değerli bulmuyoruz, o yüzden kaybedecek hiçbir şeyimiz yok. Mutlu olduğumuzda olduğu kadar berbat hissettiğimizde de memnunuz. Tatmin oluyoruz ve bu her şey demek! Yaşayanlara acıyoruz, tıpkı onlardan nefret ettiğimiz gibi. Yaygaraları eğlendirici. Trajedilerine gülüyoruz.
"Neden biri sana, diğerlerinin yaşamak için gerekli bulduğu şeyleri göstermek ister ki? Neden biri seni değiştirmek ister? Seni bu şekilde "düzeltmek" ister?
Neden senin sevdiğin şeyleri yüceltmemiş? Başardıklarını? Glockenspiel çalmanı. Kaligrafini. Gelişmekte olan origami becerilerini. Öykü anlatışını!
Neden herkesin tanıdığı için memnun olacağı harika, komik, sinir bozucu, yetenekli genç bir erkek olduğunu kutlamamış? Benim tanışmak için her şeyi verebileceğim birini?"