Kadın frengi hastası, 8 çocuğu var. Bu çocukların üçü sağır, ikisi kör, birisi de zeka engelli. Kadın hamile ve doğan çocuk BEETHOVEN
Sarhoş baba, hasta anne, yatılı okullarda geçen yalnız bir çocukluk, bitmeyen depresyon ve sara hastalığıyla mücadele eden dahi;
DOSTOYEVSKİ
6 çocuktan ilki o, iki erkek kardeşi bebekken ölüyor, üç kızkardeşi nazi zulmünde ölüyor. Babası baskıcı, geçimsiz. O ise hep yalnız; Onun adı KAFKA
11 yaşında babasını kaybediyor, dedesi sert kişilik. Onu evden gönderiyor. Yoksul aile, 11 yaşında tersanelerde çıraklığa başlıyor;
GORKİ
Babasından sürekli kemerle dayak yiyen bir çocuk.. Çogu geceler sokakta yatıyor. Cildi hasta, karaciğerinden muzdarip ; BUKOWSKİ
13 yaşında annesi ölüyor, okula gidemiyor, hayatı boyunca ruhsal hastalığının tekrarlayan ataklarından muzdarip. Bir kitap kurdu;
WIRGINIA WOLF
Babası borçları yüzünden hapishaneye düşünce çalışarak borçları ödemek, ailesine bakmak zorunda kalan, okula gidemeyen küçük bir çocuk kendini yetiştiriyor;
CHARLES DİCKENS
"Mutlu insanın hikayesi olmaz"
( Umberto Eco )
Bütün türler kendilerini yok ederler. Dinozorların sonu da böyle oldu. Canlı namına ne varsa yediler, sonra birbirlerini yemeye başladılar ve sonunda tek dinozor kaldı ve o orospu çocuğu da açlıktan öldü ...
“Ah! Bakılması gereken yere bakmıyor insan. Bir Zen şairinin kelimeleriyle, ‘Kendisini değil, başkalarını kesebilen bir kılıç gibi, ya da bir göz gibi, kendisini değil başkalarını görüyor.’ Bu yüzden duvarlarınıza astığım tablolar, Konfüçyüs’ün, Şems’in, Dante’nin, Fuzuli’nin, Descartes’in, Nasreddin Hoca’nın, Nietzsche’nin, Bişr el-Hafi’nin, Leonardo da Vinci’nin, Hallac-ı Mansur’un, Kafka’nın, Süfyan es- Sevri’nin, Pablo Neruda’nın değil sizin portrelerinizdir.”
Hayatta kimseyi değiştiremezsin ve kimse için değişmemelisin. Ne sen başkası için mecburi istikametsin; ne de başkası senin için. Yorma kendini; bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin...