Bu otobiyografi 1961 yılı 11 Eylülünde
Doğu Berlin'de yazıldı.
1902'de doğdum
doğduğum şehre dönmedim bir daha
geriye dönmeyi sevmem.
üç yaşımda Halep'te paşa torunluğu ettim on dokuzumda Moskova'da komünist üniversite öğrenciliği
kırk dokuzumda yine Moskova'da Tseka-Parti konukluğu ve on dördümden beri şairlik ederim kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir ben ayrılıkların
"Benim görüşüme göre, Batı'da geniş çapta yayılan, Troçki iktidara gelseydi, Stalin döneminde olduğundan daha demokratik bir gelişme olacağı efsanesi de aynı derecede haksız. Bunun saf bir efsane olduğunu anlamak için 1921'de sendikalar üzerine yapılan tartışmayı düşünmek yeterlidir. Bu sorunla uzun uzadıya uğraşmak istemiyorum. Ancak takip eden yıllarda Stalin'in fiilen Troçki'nin çizgisini izlediği kesin, Lenin'in çizgisini değil. Troçki daha sonra bazen Stalin'i kendi programını benimsediği için suçladıysa, onun pek çok açıdan haklı olduğunu hemen kabul edebiliriz. İki şahsiyet hakkındaki yargıma göre, bugün Stalin döneminde despotik ve demokratik olmayan olarak gördüğümüz şeyin Troçki'nin temel fikirleriyle oldukça yakın stratejik bağlantıları olduğu sonucu çıkıyor. Troçki'nin önderliğindeki sosyalist bir toplum, en azından Stalin'inki kadar demokratik olmayacaktı, ama şu ikilemle karşı karşıya kalacaktı: Yıkıcı bir politika ya da teslimiyet (1931'de Troçki ile yaptığım görüşmelerden edindiğim kişisel izlenimler, bende onun bir birey olarak "kişilik kültüne" Stalin'den daha yatkın olduğu inancını uyandırdı)."
Georg Lukács , Stalin Kültü Üzerine Düşünceler. Alberto Carocci'ye mektup, 1962
cübbeli ahmet'in deccal şu an hayatta demesi
ilâhî dinlerde kıyamet alâmetlerinden sayılan ve insanları doğru yoldan saptırmaya çalışacağı kabul edilen olağan üstü güçlere sahip kişi.
sözlükte “bir şeyi örtmek, yaldızlamak veya boyamak” anlamındaki decl kökünden türeyen bir sıfat olup klasik kaynaklarda “âhir zamanda ortaya çıkıp göstereceği hârikulâde olaylar sayesinde bazı insanları
TUHAF GÜNLER / 2002 Şubat (1994-2002) Atıflar :
Atıflar :
Susurluk kazası (ya da Susurluk skandalı) : 3 Kasım 1996'da saat 19:25 sularında Balıkesir-Bursa karayolunda Susurluk ilçesi Çatalceviz mevkiinde meydana gelen trafik kazası sonucu, devlet-polis-mafya ilişkilerinin ortaya çıkması ile patlak veren skandal. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli skandallarındandır. Kazada,
Sağ sapma
"Reformcu muhalifler, yaşayan sosyalizmin zaferlerinin karşısına neyle çıkabilirdi? İdeolojik bir akım olarak sosyal reformculuk genelde şu özelliklerle ayırt edilir: - Kapitalizmden sosyalizme geçiş için bir proleter devriminin gerekliliğinin inkarı, toplumsal ilerlemenin yalnızca evrimsel biçimlerinin, yani gerçekte kapitalizmle uzlaşmaya