Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Lütfullah Akman

Lütfullah Akman
@lutfullahakman
Okur, Yazar, Gezer....
Öğretmen
Akdeniz Üniversitesi
İstanbul / Antalya
1997
38 kütüphaneci puanı
87 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
Her din zaten bir sekülerleşmedir. Vahiyden, kutsaldan bir gündelik hayat üretebilmek için zaten belli bir oranda aklileşmek, sekülerleşmek şarttır. Kutsal yakar. Sekülerleşme ise kutsalı soğutur. Dünyevileştirir. Gökyüzünü yeryüzüne indirir. Dolaysıyla sekülerleşme sanıldığının aksine dinin bittiği yerde başlayan bir şey olmaktan çok zaten dinin içinde de vücut bulan bir şeydir.
Sayfa 262Kitabı okudu
Reklam
Batı modernliği geçmişi kapsayabilen ve geleceği içinde barındırabilen bir şimdi bilincine dayanır. Modern olmak işte tam da budur. Tıpkı Tanpınar gibi! Modernleşmecilerin aşırı Batıcılıklarına rağmen asla modern olamamalarının ardında da bu vardır.
Sayfa 248Kitabı okudu
Modernliğin arkasında toplumsal sınıflar vardır. Türkiye'de ise modernleşmenin arkasında bürokratik kesimler oldu genellikle. Asker-bürokrasi-aydın oldu hep.
Sayfa 240Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İlginçtir bizde kendilerine "muhafazakâr" diyenler yerlilikleriyle övünürler ama muhafazakarhk (conservatism) de kökü dışarıda" bir ideolojidir. O da ilk kez Batı'da ortaya çıkmıştır. İngilterede çay yoktur ama dünyanın en önemli çay markaları İngilizdir.
Sayfa 200Kitabı okudu
Batı'da modernliğin temel aktörü toplumdur. Bizde ise modernleşmenin temel aktörü devlettir.
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
"Cübbe giymeye hak kazanmış üç meslek grubu vardır. Bunlar, hakimler, din adamları ve öğretim üyeleridir. Bu giysi, giyen kişinin olgun bir düşünce yapısına sahip, kararlarında bağımsız ve kendi vicdanına ve tanrısına karşı sorumlu olduğunu gösterir.."
Sayfa 183Kitabı okudu
Bugün ülkemizde, dindarlık adına konuşanın da, muhafaza etmek isteyenin de, aydınlanmayı savunanın da, "ilerici" olanın da, sol ya da sağcıyım diyenin de en belirgin ortak noktası maalesef derinden faşizm alametleri göstermesidir. Foucault'nun bir sözünü biraz değiştirirsek, faşizm her yerdedir.
Sayfa 150Kitabı okudu
Nitelikli düşünce, öncelikle kendi sınırlarının bilincinde olan düşüncedir. Ama bu olgunluk maalesef bizim memlekete pek uğramamış gibi gözüküyor.
Sayfa 144Kitabı okudu
Kendi dünyamızı, dünyanın bütünü sandığımızda, her farklılık bizatihi bir tehdit olarak görünür bize.
Sayfa 144Kitabı okudu
Demokrasinin paradoksu dediğimiz bu işte. Demokrasi, kendisini yıkmaya azmetmiş insanların söylemlerinin de garantisini sağlarsa kendisini yok etmeyi kabullenmiş olur ama yasakladığı zaman da demokrasi olma özelliğini kaybetmiş olur.
Sayfa 121Kitabı okudu
Reklam
Bir ülkede vatan haini, ajan, provokatör gibi laflar ne kadar popülerse o ülke o kadar az demokratiktir, dolayısıyla o kadar faşizme müsaittir.
Sayfa 118Kitabı okudu
Toplumsal olarak meşrulaşmış bir otoriter rejim darbelerden çok daha tehlikelidir.
Sayfa 116Kitabı okudu
Her türlü otoriteryenizm, her türlü totaliteryenizm, her türlü hiyerarşik iktidar yapıları, bunların hepsi faşizmi çağrıştırabir ama bunlar bizatihi faşizm değildir. Faşizm, modern zamanlarda ortaya çıkmış popüler bir ideolojidir. Faşizmi ilginç kılan, otoriter bir rejimin demokratik bir toplumda vücut bulabilmesidir. Özellikle iktidara gelmesi açısından zora, güce, despotizme dayanmaktan çok popüler, demokratik, siyasal araçlara dayanmış olmasıdır.
Sayfa 109Kitabı okudu
Laiklik-sekülerlik ayrımı
Kemalizm ise bir sekülerleşmeye değil, daha çok devletin bir sıfatı olması gereken laikliğin toplumsal bir ideolojiye dönüşmesine işaret eder. Türkiyede kapitalizmin derinleşmesinde İslamcılığın Kemalizmden çok daha başarılı olması aslında kimin daha "seküler" olduğunu bir kanıtı olarak okunamaz mı?
Sayfa 107Kitabı okudu
Dindarlar sekülerleşiyor
Sekülerleşme aynı zamanda dindarlığın dönüşmesidir. Dindarlığın kabuk değiştirmesidir. Sekülerleşme aynı zamanda bir neo-dindarlıktır.
Sayfa 105Kitabı okudu
472 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.