Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emel Seymen

Emel Seymen
@magenta85
Bengü il tuta olurtaçı sen Türk bodun "Öd Tengri aysar, kişi oglı köp ölgeli törimiş." "Öz asgı tiler dostka birme köngül asıg bulmasa boldı düşman töngül" "Meni yalñuz teñri yarlık udaçı érti.
Emel Seymen
@magenta85·2024 okuma hedefini ekledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
0/5 kitap - %0 tamamlandı
Henüz kitap okumadı
5 kitap
0 sayfa
0 inceleme
0 alıntı
47 günde 1 kitap okumalı.
Reklam
%42 (253/598)
·
Beğendi
Türkiye'de Çağdaşlaşma
Türkiye'de ÇağdaşlaşmaNiyazi Berkes
8.9/10 · 467 okunma
6. Tanzimat'ın başarısızlıkları
Şu halde Osmanlılık, toprak, ulus birimi ve sınıf gelişmesi gibi ulusal ekonomi kalkınmasında şart olan direklerden yoksun bir egemenlik olduğundan Avrupa devletlerinin desteği olmadan ayakta duramayacak bir "gölge egemenlik" olmuştu.
Sayfa 247 - VII TANZİMATKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
4. Hristiyan halkların kalkınması
Tanzimat devleti, batı siyasasının ve ekonomisinin koşulları altında ancak boşluğu doldurmak üzere büyük Avrupa devletlerinin desteğiyle ayakta duran, hattâ bir bakıma onların siyasal ve ekonomik çıkarlarının dengelenmesini ve kontrol altında tutulmasını sağlayan bir bekçi durumuna geliyordu.
Sayfa 229 - VII TANZİMATKitabı okuyor
Kanunlaştırma çalışmaları
Hanefî olan Osmanlı geleneğinde, birçok İslâm devletlerinden farklı olarak kadı yalnız şeriat hukukunu değil, kanun hukukunu da uygulayan bir yargıç olmakla birlikte, kadının yargısına geniş bir alan bırakılıyordu. Şeriat ve kanunu birleştiren bir sistemin düzenli gidişinde iyi işleyen böyle bir adalet sistemi, o sistemde hem siyasal hem dinsel bozuluş başlayınca zulüm, adaletsizlik, rüşvet, yetkiyi kötüye kullanmak gibi korkunç sonuçlara yol açar. Tanzimatın karşılaştığı en büyük sorun bu duruma çözüm bulmaktı.
Sayfa 221 - VII TANZİMATKitabı okuyor
Reklam
3. Kanunlaştırma çalışmaları
Yeni kanunlar yapılması ihtiyacını zorunluluk haline getiren yalnız siyasa ve yönetim alanlarında reformlar yapmak sorunu değil, Batı uygarlığı ile artan ilişkileri de çağın gereklerine göre kurallara bağlama sorunudur. Şu halde, kanunlaştırma, çağdaşlaşmanın en önemli yanı olmak gibi bir nitelik taşır. Daha doğrusu, İslâm ve Osmanlı geleneklerinin doğrultusu açısından kanunlaştırma süreci, çağdaşlaşma sürecinin özüdür.
Sayfa 221 - VII TANZİMATKitabı okuyor
1. Fermanların hukuksal nitelikleri
Tanzimat'ın asıl amacının yönetenle yönetilen arasındaki bağları kurmak olmaktan çok, hükümdarın mutlak yetkisinin halk ya da onun temsilcisi karşısında değil, hükümet karşısında kısıtlanması olduğu sonucu çıkar.
Sayfa 215 - VII TANZİMATKitabı okuyor
6. Batı uygarlığı üzerine yeni görüşler
Sadık Rifat da Osmanlıca'da henüz karşılığı bulunmayan "sivilizasyon" terimini kullanarak sivilizasyonun, insan haklarının, yaşama, mülkiyet ve haysiyet gibi hakların tam gerçekleştirilmesi demek olduğunu söyler. "Avrupa sivilizasyonunda halk hükümet için değil, hükümetler halk içindir. Bundan ötürüdür ki hükümetler halkın haklarına ve kanuna göre çalışır".
Sayfa 202 - VI GÂVUR PADİŞAHKitabı okuyor
6. Batı uygarlığı üzerine yeni görüşler
Reform davası, her şeyden önce bir düşün biçimi sorunudur. Geleneğe bağlı, keyfî bir sistemden farklı olarak Avrupa'da hakim olan rasyonel devlet yönetimidir ve bu insan tabiatına, insanın "tabii haklarına" dayanır.
Sayfa 202 - VI GÂVUR PADİŞAH (Sadık Rifat'ın yazılarından)Kitabı okuyor
5. Başlık ve giyim değişmeleri
İslâm gelenekleriyle, hele dinle hiçbir ilgisi olmayan fesi ancak Mahmut gibi bir hükümdarın idaresi kafaları oturttuktan sonra, onu ancak Atatürk gibi bir önderin gücü o kafalardan çıkartabildi. Cumhuriyet döneminde birçok eski kafalılar fes giymenin bir din sorunu olduğunu sanmışlardı. Halbuki bir yüzyıllık bir süre önce fes giymeyi de dine aykırı sayanlar olmuştu!
Sayfa 197 - VI GÂVUR PADİŞAHKitabı okuyor
Reklam
5. Başlık ve giyim değişmeleri
Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa da bir Fransız gazetecisine verdiği demeçte, kıyafet konusunda şöyle bir eleştirdi bulunmuştu: "Bâb-ı Âlî, sivilizasyonu ters taraftan alıyor. Bir milleti kalkındırmanın yolu ona apolet ve dar pantolon giydirmek değildir. Kıyafet, topal bir insanı dimdik bir insan yapmaz. Kıyafetten başlayacakları yerde önce halkın kafasını aydınlatmak gerekirdi. Bize bakın; biz her çeşit okul açtık. Gençlerimizi Avrupa'ya gönderiyoruz. Niz de Türküz; fakat biz, bize yön verecek güçte olan uzmanların tavsiyelerini dinleriz".
Sayfa 196 - VI GÂVUR PADİŞAHKitabı okuyor
4. Mühendishâne, Tıbbiye ve Harp Okulu
Söylevin önemini yalnızca bilim çağdaşlaşması açısından değil, dil çağdaşlaşması açısından da şaşılacak ölçüde ileri oluşundadır. "Bir gün gelecek şimdi bir Avrupa dilinde ve yabancılardan öğrendiğimiz tıbbı, kendi dilimizde okutacağız ve böyle okutan hocalarımız yetişecektir" diyor. Dil çağdaşlaşması akımının başlangıçlarını inceleyen Türkçülerin hiçbirinin farkına varmadığı bu görüş, Mahmut'u aynı zamanda ulusal dilin geliştirilmesi akımının öncüsü yapan bir görüştür.
Sayfa 186 - VI GÂVUR PADİŞAH ( Tıbbiye'nin açılışında II. Mahmut'un söylevi)Kitabı okuyor
3. Yeni eğitim kurumları
"Bütün sanatlar ve hirfetler bilim ile meydana gelir. Dinsel bilgiler insanı ahirette kurtuluşa hazırlayan bilgiler olduğu halde, fenler insanoğlunun dünyadaki hayatının gelişmesine yarar. Örneğin, astronomi bilimi denizlerdeki gemilerin seferlerini kolaylaştırmaya, ticareti geliştirme yarar. Matematik bilimi savaş işlerinin, militer idarenin düzenlenmesini sağlar. Buhar gibi yeni ve yararlı araçların sanat ve hirfetlerin yapımında getirdiği kolaylıklar hep çağdaş bilimlerinin ürünüdür. Bütün yenilikler, bilimlerin gelişmesiyle, yayılmasıyla, yeni bilimlerin doğuşuyla olmuştur. Yüz kişinin göreceği işi bir kişiye yaptıran nice araçlar hep bilimler sayesinde meydana gelmiştir. Halkı cahil olan ülkelerde kazanç ve kâr sağlanmaz, pratik olarak meydana getirdikleri sanayi ilerlemez. Cahil insanlar devletin ve yurtseverliğinin ne olduğunu da bilmezler. Bir devlette bilimlerin ve ihtisaslaşmanın öteki bütün amaç ve özlemlerin başında geldiğine şüphe yoktur."
Sayfa 181 - VI GÂVUR PADİŞAH (1938 Yararlı İşler Meclisinin verdiği Rapor)Kitabı okuyor
2. Mahmut rejiminin portresi
Ulemânın saltanat geleneğini şeriat adında Müslümanlaştırma görevinin durması ile şeriat hukukunun dünya işleri üzerinde tutucu olma gücü kalktı; "adalet" ile "şeriat" birbirinden ayrılmaya başladı. Bu ayrılış, hukuka dayalı idarenin ve din, mezhep farkı gözetmeden eşitlik anlayışının doğmaya başladığını gösterdiği gibi, din işleri ile dünya işlerinin birbirinden ayrılması anlamına çağdaşlaşma sürecinin de asıl başlangıcı olmuştur. Mahmut'un "Adlî" mahlasını benimsemesi bununla ilgilidir.
Sayfa 175 - GÂVUR PADİŞAHKitabı okuyor
432 syf.
·
Puan vermedi
·
63 günde okudu
Aşk-ı Memnu
Aşk-ı MemnuHalid Ziya Uşaklıgil
7.9/10 · 17,9bin okunma
656 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.