schrödingerin kedisi
@maimiyaav
hiçbir dilde, hiçbir anlama gelmeyen
benden bana
sanki uzun,
çok uzun bir düşte,
hiçbir yere doğru yürüyordu ️
ışık yılı uzakta
hiç var olmamış bir gezegen
205 okur puanı
Eylül 2019 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
İNSAN, var olduğu günden bu yana sürekli olarak, içinde yaşadığı dünyayı ve evreni tanımaya ve anlamaya çalışmış, ancak bu çabası içinde en az tanıyabildiği varlık yine kendisi olmuştur.
Kalıpları kırmanın ürkütücü de olsa insana hayatiyet katan bir yanı vardır.
Bir toplum kendini değişen şartlara göre ayarlamazsa orada idamei hayat mümkün olmaz..
O zaman da toplum çözülür.
Okur Takip Önerileri
Hiç kimsenin düşünmediği insanlar..
O kadar az düşünülmüşler ki en ufak bir katkıda hayatları etkileniyor, mutlu oluyorlar.
Ortaya diplomalı, duygusal ve toplumsal hafızası zayıf, görgüsüz ve etrafına sevgi ve ilgisi sınırlandırılmış tipler çıkar.
kimseyi de çarçabuk sevmemek gerekir, hak edilmeyenler de sevilmemelidir.
dostunuz yoksa bedbahtsınız demektir. insanın insana sahip çıkması, yardım etmesi kadar değerli şey azdır. bunun mümkün olmadığı yerlerde, insanlar bir bakıma esaret altındadır.
kafanızda sürekli kendinize dair hesaplar ve başkalarına dair şüphelerle yaşarsanız intıkaya (kesintiye) uğrar ve verimli olamazsınız.
Mükemmel iyinin düşmanıdır.
Bir aşırılıktan diğerine savruluyoruz.
Bir ortamda mütevazı olmaya kalkarsanız saygının azalmaya başladığını hissedersiniz.
Kusurdan kaçarken daha büyük bir kusura düşüldüğüne dikkat çeker..
Demek ki cesaret sizden vaktinizi de ister. Çünkü cesaret her gün kendinizden bir nebze feda edip bir fikri geliştirmeye koyulmaktır, bir meseleye katkı sunmaktır veya bir kurumun büyümesine yardımcı olmaktır.
Demek ki cesaret evvela düşünmek ister.
İnsan çevresinden çıkar. Kişileri, içinde yaşadıkları şehirler üretir. Kendine has çevreler ortadan kalktığından, herkes her yerde aynı şekilde yaşadığından birbirine benzer, kendine özgü renkleri olmayan kişilerle doluyor etraf. Seri üretimdir bu.
Kurt Waldheim dünyamızın bir "çaresizlik" bunalımı geçirdiğinden söz etmiş, dünyayı egemenliği altına alan ve kaderciliğin eşlik ettiği yaygın ürküntüden duyduğu kaygıyı dile getirmişti. Kadercilik ve uyuşukluk, çevreyle baş edememenin doğal sonuçlarıdır.