17.yüzyıl İngiliz devlet adamı Ricaut de la Marliniere :
" Önemli bir görevde olan birisinden,Osmanlıların,Venedik'i isteseler ele geçirebileceklerini,ancak orada abdest almak için tatlı su bulunmadığından bu işten vazgeçtiklerini,Padişahın da Venediklilerden alınacak hafif bir vergi ile yetinmek niyetinde olduğunu işittim.Denize bu kadar az önem vermeyi sürdürdükleri sürece ,böyle birşeyin olabileceği asla düşünülmemelidir.İhmallerini örtmek ve bu konuda karşılaştıkları başarısızlıkları üzerlerinden atmak için,Tanrı'nın denizleri Hırıstiyanlara,karaları da Müslümanlara verdiğini söylerler.Hırıstiyanların ortak çıkarları için onların bu derin uykudan hiçbir zaman uyanmamalarını dileriz.,çünkü Türkler,günün birinde denizde güçlü olmayı akıllarına koyarlarsa ve gerektiği gibi çalışırlarsa,bütün cihanın önlerinde eğileceğinden kimsenin kuşkusu olmasın.
Doç.Dr. Cihat Yaycı, konunun hukuki temelini; Cem Gürdeniz ise geçmişten bugüne güncel gelişmeleri çok güzel anlatıyorlar. İlgilenen arkadaşların bu yazarları çapraz okumalarını öneririm.
Suriye, Libya, Kıbrıs, Ege ve Doğu Akdeniz,kumpaslar...esasında aynı plânın unsurlarıdır. Bunlardan birisini anlamamak diğerlerini anlayamamaktır.
Gelecek, bunun farkına varabilen nesillerin niceliğine, niteliğine ve en önemlisi de çabalarına bağlı olacak.
Ayrıca, Cumhuriyet Donanması; Atatürk'ün " Türk'ün milli ülküsü" olarak belirlediği denizci olma idealine hızla ilerleyecek rotada, halkın denizcileşmesine ve denizcilik gücümüzün her alanda gelişmesine katkı sağlamaya devam etmelidir. Gelecek Türkiye'nin refah ve güvenliğinin anahtar kelimesi şüphesiz, denizcileşmektir. Denizcileşmeyi