Julian Barnes
Emekli bir tarihçi olan Tony 40 yıl önce intihar eden arkadaşı Adrian’dan kendisine bırakılan bir günce olduğunu öğrenir. Arkadaşı Adrian, Tony’nin elinden sevgilisini almıştır. Günce Tony’nin eline hiç ulaşmaz ama arkadaşının, eski sevgilisiyle birlikte olduğunu öğrendiğinde yazdığı acımasız bir mektup ile yıllar sonra karşı karşıya kalır ve geçmişiyle hesaplaşmaya başlar. Başkahraman kitap boyunca, kendini, ilişkilerini, hayatını sorgular ve bunu bir arkadaşına anlatırmış gibi zaman zaman ironiyle yapar. Sorguladıkça kendi kişiliği hakkında oldukça olumsuz hisler beslemeye başlar. Kitap bize Tony üzerinden birçok soru sorduruyor. Aslında gerçekler bizim anımsadığımızdan tamamen farklı olabilir mi? Bellek gerçekten güvenilir midir?
Önceden okuduğum bir kitapta beynimizin, bazen travmaya karşı dayanıklı olabilmemiz için anılarımızı değiştirebildiğini okumuştum. Tony’nin yaşadığı durumda buna benzer.
Kısacık ama dolu dolu bir kitap bana göre. Oldukça da beklemediğim bir şekilde sonlandı. Kitabın dilini çok beğendim, işlediği konu zor olmasına rağmen rahat bir şekilde okunuyor. Hafıza, bellek, iç hesaplaşma gibi konuları okumayı seviyorsanız, bir son duygusu kitabına şans verebilirsiniz.
Bir Son DuygusuJulian Barnes · Ayrıntı Yayınları · 20212,202 okunma
“Uy*şturucu ve alkolün en kötü ve en güçlü zararlı maddeler, bir insanın hayatını mahvetme ihtimali en yüksek olan unsurlar oldukları söylenir. Yanılıyorlar. O unsur aşktır.”
“Eğer insanların söylediklerinize dikkat etmesini istiyorsanız, sesinizi yükseltmeniz değil de alçatmanız gerektiğine dair bir şeyler okumuştum bir yerde: gerçekte asıl dikkat çeken şey buydu.”
Yeongju, hayatına sıfırdan başlamak üzere, eşinden boşanıp, işinden istifa ediyor ve ardından hyunam-dong kitabevini açıyor. Kitabevinde kitap kulüpleri düzenleniyor, yazar-okur buluşmaları yapılıyor. Başlarda kitabevinin geleceğine dair endişe duyuyor ve kendini mutsuz hissediyor ama kitaptaki diğer tüm karakterler gibi o da zamanla kendi amacını buluyor. Kitabevi kendi sıcak ortamını yaratırken gelen müşterilere de bir ışık kaynağı oluyor. Hayatında bir yol ayrımında olanları, geleceğiyle ilgili ne yapacağını bilemeyenleri bir araya getirip birbirlerine yaslanmaları için sakin bir ortam yaratıyor. Otuzlarında mutsuz hissettiği bir evlilikte sıkışıp kalmış bir kadına, yeni mezun olmuş ve ne yapacağını bilemeyen bir çocuğa ve yıllarca özel sektörde çabalayıp hiçbir ilerleme kaydedemeyen umutsuz bir kadına, gün içinde nefes alabilmek için uğradıkları bir sığınak haline geliyor.
Yazar vermek istediği mesajı direkt vermiyor, karakterler üzerinden minik bir diyalogla gizlice veriyor ve en sevdiğim şey bu oldu. Kitap size dolaylı yoldan birçok soru sordurabilir. Gerçekten mutlu muyum? Mutlu olduğum bir işi mi yapıyorum? Geleceğe dair planlarımı içimden geldiği gibi mi kurdum yoksa ailemi mutlu etmek için mi ?
Yaklaşık 16-17 yaşındayken “ Küçük mucizeler dükkanı” diye bir kitap okumuştum, o kitabın içeriğini çok hatırlamıyorum ama genel olarak aynı duyguları hissetmiştim. Çıkmazda hisseden, sıkıntılı süreçlerden geçen insanların birbirine şifa olduğu hikayeler, sıcak ortamlar.
Büyük olayların olmadığı, sakin ve insanı rahatlatan bir metin arayışındaysanız, hyunam dong kitabevi sizin için.