Henüz vakit varken, gülüm,
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri
Volter Rıhtımı’nda dayayıp seni duvara
öpmeliyim ağzından
sonra dönüp yüzümüzü Notrdam’a
çiçeğini seyretmeliyiz onun,
birden bana sarılmalısın, gülüm,
korkudan, hayretten, sevinçten
ve de sessiz sessiz ağlamalısın,
yıldızlar da çiselemeli
incecikten bir yağmurla karışarak.
Henüz vakit varken, gülüm,
Paris yanıp yıkılmadan, henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri
Volter Rıhtımı'nda dayayıp seni duvara öpmeliyim ağzından
Sait Faik Abasıyanık'ın okuduğum ilk romanı. Açıkçası bende çok derin bir izlenim bırakmadı. Belki yoğunluktan dolayı çok fazla kendimi veremedim.
Kayıp Aranıyor daha iyi bir incelemeyi hak ederdi. İnsanın kaderi, yaşantısı içinde yaşadığı toplumdan bağımsız şekilde şekillenebilir mi? İnsanın kaderi toplumun şekline bağlı mıdır?
Kitaptan bahsedecek
Irmak
Kan grubu Arh+ Arh+
Takım GS GS
Doğum tarihi 10 Mayıs 2009 13 Mayıs 2009
En sevilen renk Siyah Siyah
Sevmediğimiz yemek Pırasa Pırasa
Delilik %100 %100
En sevilen meyve Ekşi olan her şey Ekşi olan her şey
Jandarma Genel Komutanlığının inisiyatifiyle kurulan Jandarma istihbarat Teşkilatı ve Terörle Mücadele Birimi (JİTEM)'nin kilit isimlerinden biri olan Jandarma Kıdemli Binbaşı Cem Ersever'in, 1990 yılında JİTEM ile ilgili Jandarma Genel Komutanlığının emriyle andıç hazırladığı ortaya çıktı. "Gizli" ibareli belgeye göre Cem Ersever, JİTEM'in yasal olmadığını belirterek birimin yasal statüye girmesini istemiş.
Cem Ersever imzalı "Andıç" başlıklı raporun ekinde. "Öngörülen JİTEM Teşkilat Şeması" ve "JİTEM İl Kadro Çizelgesi" isimli iki evrak bulunuyor. Belgede. Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı'nın ve Jandarma Genel Komutanlığının 24 Kasım 1988 gün ve 1160-8-88/PL.Ş.(638) sayılı teklifi ile 23 Mart 1989 tarihli onayı ile önce "deneme" mahiyetinde, daha sonra JİTEM adı altında 29 Mayıs 1990 tarihine kadar istihbarat faaliyetlerine devam ettiğini anlatıyor.
Emek li olmasına rağmen ordu ve özellikle Kara Harp Okulu içindeki etkisiyle 21 Mayıs 1963'te ikinci kez darbe girişiminde bulunur. Bu defa yargılanır ve idam edilir. Geride bıraktığı hatıratı ve mah kemedeki savunması düşüncelerinin izinin sürülebileceği yegane kaynaklardır.
27 Mayıs sonrasında Marksizme daha çok yakınlaştı ama bu yakınlık, her zaman yerlici bir yönelim taşıyordu, Sovyetik ve evrenselci sol eğilimlerle, özellikle TKP mahfilleriyle didişmekten çekinmedi.
Komünizmle, Robert Kolej'den sonra eğitim almaya gittiği ABD'de tanıştı (geçmişini bilmediği Vedat Nedim Tör ile de). Döndükten sonra Türkiye'deki komünistleri aradı ve bir ay kadar sonra TKP'li oldu (1940). 1943'te TKP Merkez Komitesi'ne dahil edildi.19 Mayıs 1944'te, Süleymaniye Camii'nin iki minaresi arasına "Saraçoğlu Faşisttir" yazılı bir pankart asma teşebbüsü sonrasında "tescillendi" Mahpusluk yaşadı.
Henüz vakit varken, gülüm,
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
şu Mayıs gecesi rıhtımdan geçmeliyiz
söğütlerin altından, gülüm,
ıslak salkımsöğütlerin.
Paris'in en güzel bir çift sözünü söylemeliyim sana,
en güzel, en yalansız,
sonra da ıslıkla bir şeyler çalarak
gebermeliyim bahtiyarlıktan
ve insanlara inanmalıyız.
1 — Kanada’daki tutsaklığımdan kurtulur kurtulmaz, Mayıs başında, Menşevik ve Sosyal-Devrimcilerin koalisyon hükümetine girişlerinden iki gün sonra Petrograd’a geldim.